Rakı Şişesinin Yalnızlığı
Bir gün seninle bir kapıdan çıkıp gittik.
Gözlerini aldım avuçlarımın içine Ve edilmemiş ne kadar dua varsa bugüne kadar ettim kendi kendime. İstedim ki - sen ve ben bir gün elbet bambaşka bir kapının eşiğinden ölüme gideriz. Ama sen benimle oraya bile gelmedin. Elimde bir rakı şişesi... Kadın olmak zor zanaat, bilemezsin... Bir meyhane köşesinde bıraktım kendimi Kendimi bulan polis nezarete boylattı ömrümü, yani sen bile beni bu kör karanlıkta bitiremezsin. Bak aylardan Eylül... Acılar böyle zamanlarda bastırır sağanak gibi... Hani diyorum giderken aldıklarının bir kısmını bıraksaydın geri de Bende damar yollarıma koşmazdım böylelikle... Bak diyorum aylardan Eylül Böyle zamanlarda kıt kanaat geçinir sensiz kalmış bir şehir! Hani diyorum gelirken gittiğin kadar hızlı olsan Bende trenlerin üzerinden atlamazdım tam da seni bana getirdiği yerden kesilen rayların üzerine... Hem bir kapıdan geçmiştik o gece seninle Adam olmak zor zanaat böyle günlerde Çünkü bir eylül kusar ömür ömrüme Ve sen gelmediğin kadar acımasızsın güzüme günüme gülmeye aç kalmış yüzüme. Hani diyorum ki gelsen de Bir insan başka bir insan kalbi yüzünden Kendi ömründen müebbet yemese... Ama bilirim ki gelmezsin... Çünkü sen o gece geçip gittiğimiz kapının önünde Çıkarıp ayakkabılarını Yalın ayak gittin başka bir yalnızlığın evine... Şimdi sonbahar son kez eylülü doğurur içimde Ve adın bir katilin cinayet mahallinde unuttuğu bir silah pişmanlığı gibi sonradan vurur durur gece gündüz yüreğime! ETB• |
Bazıları, modern cinnet geçirirken bizleri de öldürür kimi zaman bu ölümden zevk alarak...
Rakı şisesi yalnız değildir fakat yalnızlara "unuturma seansıyla bir nebze insanı sağaltıyor"
Sevgiyle, neşeyle kalın