Otel Odası Çığlığı
Yalnızım...
Soğuk bir otel odasından bağırıyorum sana... Ankara işlemiş damarlarıma... Üşüyorum işte anla! Tek bir cümlene bakıyor ömrüm Ve ömrüm berbat bir trafik kazası sonrası senden başka her şeyi unutmuş bir hafıza kaybına uğradı. Çöp konteyneri gibi içim, içim böbrekleri iflas etmiş bir kalpciğer kanseri... Ölümden korkum yok elbet... Ama ya sensiz ölürsem? Sana bunu soğuk bir yaz gününde içimi ısıtan kış dudaklarının anısına, yaşadığımız ve yaşayamadığımız her günün ardından ettiğim küfürlerin yamacına yaslanarak yazıyorum... Kalbime kalıcı ve simsiyah boyalarla Tanrı’nın yaptığı dövmeden kurtulamıyorum. Benim kalbimde senin adın herkesin aksine işte tam da böyle atıyor.. Ankara yalnız... Ben üşüyorum... İnsanlar yanımdan gülerek geçiyor Ve ben hala bu lanet dünyada gülünecek ne var bulamıyorum! ETB• |