VE SON KEZ AĞLADIM
Kör karanlığın yarattığı o çağrışım;
Paslı gözler ne zaman yönelse ufka Seyrelmiş gözyaşları dinmez Günün efkârında. Rezil yalnızlığım nüksederken gece yarısı Tutanaklara geçtiğim o eşref saatimin Döngüdeki yankısı. Yalansız ve riyasız bir sevdanın düş ertesi Kavruk ve savruk düşüngeçlerin Yürek burkan tınısı. Bitiminde bu öykünün Savrulun duvarlar Yana yakıla arıyorum yarınlarımı. Üstüme üstüme yığıldı anılar Son kozumdu sevda Körelmişken ve boğulmuşken Kör kuyuda. Çoktan girdi yürürlüğe Temsilen adına insan denen Telaffuzu ne mümkün Dağılmışken bin bir parçaya Parça parça yürek Lime lime duygular Zihniyeti var olmamış O kıdemli sancılar. Rezil rüsva olmuşken Bir kez daha Ve son kez ağladım Yaşlarımı savura savura. Ermişken nihayete Sınırlı bir tahakküm Adımı çağıran o devinim. Ne tahakkuk eder Ne kalkar yürürlükten Tarihin tozlu sayfalarında yer bulan. Tek bir klişe. Mutluluk da yitip gitti Eşliğindeki o gizemli neşe Bir zamanlar benimle nöbetteydi oysa. Bitimsiz midir acı Çaresiz midir bu derdin dermanı Neden köreldi içimdeki sevgi? Nüktedan ve kıvrımlı bir yol İzbelere yönelmiş ne sağ ne sol Korunaklı o dünya Sığmaz havsalaya; Bir benden mütevellit Bir de hayaller En derinde saklı. Ne infaz ne yargı Elimi uzattığım yegâne güç Benliğim sadece O’ndan mükellef. |
Ve derim ki.
Sen ağlama...
Kıyamam tek damla gözyaşına.
Benim kızım ağlarsa
O da mutluluktan olmalı.