ŞEMŞİYELİ KIZ
Gün hazana döndü ağaçlar örtüyor kadırımları
duyuluyor yakında güz güllerinin çığlıkları son mevsim kızılla sarı arası nar kırmızı, ayva sarı, mor erik zamanı parklarda sıralar öksüz ıslak dostları bir dilenci, bir kaç kimsesiz çocuk arkakasına dönük yürüyüp uzaklaşıyor şemşiyeli kız ayağında çizmeler dizlerinin altında verev etek yani anlıcağın resim sonbahara uygun salınıp gidiyor yorgun Fabrika çıkışı fabrika işçileri arasından sıyrılarak bir ekmek alıyor caddede ki ,fırından, biraz beyaz peynir fırının yanındaki şarküteriden ellerinde fileleri ayaklar geriye gidiyor bir bekleyen var mı?yok mu? bilinmez. belli ki kuş tüğü değildi yastıkları süklüm püklüm duruşu ayakları gitmekle gitmemek arasında adam sende olmazsa olmasın bekleyen hızlandırdı ayaklarını aklına çay yapmak gelir filede ki taze ekmek peynir gelir aklına ayakları uzatıp kanepeye televizyonun karşısında mayışmak gelir aslında severdi sonbaharı çiseleyen yağmurun altında yürüyüp dolaşmayı kimseyle konuşmazdı ardına bakmazdı adımları kendinden emin yüreği korkudan üç buçuk atardı. sonbahar kadar yalnızdı veda edip gelirken gurbete, bütün sevenlerini arkasında bırakmıştı. Nurten Ak Aygen 20. 08. 2014 |
yoksa beklediklerini bekleyenlerini gurbette mı bırakmış gitmiştir
kim bilir
yalnızlık buruk bir duygu
hüzün yüklenir son bahar gibi yüreğe
kutluyorum gönül sesinizi
kaleminizi
filedeki sıcak ekmek gibi sıcacık olsun sevdiklerinizle beraber hayatınız