Sımsıcaktı ElleriŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hayallerimde şiir olarak başlayıp öyküye dönüşen tatlı bir hatıra...
Gözler en büyük suç sizin, çalmaktasınız masumların kalbini
Ya nazlı, utangaç tebessümler sizsiniz onca gencin katili Meydandaki büyük çay bahçesi, akşamüzeri Yanı başımda koca bir ağaç Bir rüzgarın üflemesi , bir onun titremesi Bir de çay kaşığının bardaktan çıkan sesi Sesler, hisler her şey dindi Tüm kainat aynı noktaya kilitlendi Küçük adımlarıyla masaya geldi Beyaz bir elbise var üzerinde sapsarı papatyalarla bezeli Başında beyaz bir şapkası var kırmızı çizgilerle işlemeli Ellerinde pembe eldivenleri birini çıkarttı, ardından diğerini İkisini de masadaki küçük sarı çantaya yerleştirdi Garson geldi, bir arzusu var mı diye sordu Pespembe dudaklarında bir kıpırtı Sanırsam ‘’ küçük bir çay ‘’ dedi Merdivenlere bakıyordu geldiğinden beri Gözlerini beyaz kordonlu küçük saatine dikti Rabbim ne kadar da ince bilekleri Birini bekliyordu halinden belli Ayrıntılar ayrıntılar şeytan ayrıntılarda gizli Gözleri mi yalan söyler kim derse ki var daha güzeli Ya sesi, bir kere duyayım ne olur istemem başka hiçbir şeyi Sığınırım rabbine batan güneşin, günahımı bilen yalnız sensin Canımı al ne olur, bırakma şimdi şeytanla baş başa beni Hani vardı bende iradenin cüzisi, yok olmuyor alamıyorum gözlerinden gözlerimi Ya fark ederse beni, indirmeliyim gözlerimi Hah böyle, bitmiş çayını karıştır şimdi Ne yapıyorum ben delirdim mi nedir Gözler en büyük suç sizin çalmaktasınız masumların kalbini Bir gülüşme işittim, ses karşı masadan geliyor gibi Gözlerimi çay bardağından çekip han fendinin masasına çevirdim Hayır olamaz nerede o hanım kim bu masadakiler tanımıyorum hiç birini Garson garson evet o da gördü, gördü eminim gördü Masaya iki çay için beş lira bıraktım Garson garson neredesin, hah buldum burada Garson bey şu masada bir bayan oturuyordu ya nereye gitti? Beyaz elbiseli olan mı beyefendi dedi Evet, evet dedim. Biraz önce hesabı ödedi şu tarafa doğru gitti Sahile inen caddeyi göstermişti Koşar adım vardım köşeye Elinde çantası yavaş yavaş iniyordu, yokuş bitmek üzereydi Arkasından yokuşu indiğimde, karşıya geçmişti Her yer kararmıştı adeta tek ışığım oydu Ganita’ nın karşısındaki kayalıklara oturdu Dalgalar vurmayın kıyıya serseri serseri , Kıskanıyorum onu ilk andan beri Ne yapsam ki, yolun ortasında da böyle durulmaz ki Nereye, nereye gitmeliyim, yanındaki taşlardan birine mi Yok, ya farkederse ya rahatsız olursa izlememden onu gizli gizli En iyisi ganitanın altındaki masalardan birine oturmak Ben onu izlerim oda denizi Gece ve deniz, güzel güzel ama küçük hanım hepsinden daha güzeli sizsiniz Bir çay, iki çay derken, iki saat dolmuştu Han fendi hiç kıpırdamamıştı yerinden, çevresindekilerde onu hiç fark etmemiş gibi Beyazlar içinde kalktı yerinden, tıpkı melekler gibiydi Bana doğru geliyordu, fark etti mi acaba beni Ne olursa olsun, duygularımı bildireceğim Günah değil ya, sözlüm olsun beklesin okulumun bitmesini Sadece telefonda görüşürüz evlenene kadar olmaz mı ki Boş ver bunları da ya istemezse, ya beğenmezse beni Durdu, derin suların hemen kıyısındaydı Dalgalar küçücük ayaklarına değiyordu, üşümüyor mu ki o narin bedeni Bana bakıyor gibi, Yanına gitmeliyim Kalbim ne olur durma şimdi Dudaklarında küçük bir tebessüm hoş geldin der gibiydi Hoş bulduk diyemem ya, bir şeyler demeliyim ama ne? Merhaba mı, iyi akşamlar mı? Söyle ey deniz ne demeliyim Elimi tuttu, kalbine götürdü Tenim, tenim sen ne kadarda talihlisin Anlamıyorum evet buz gibi elleri, kalbi değil mi göğsünde Niye hiç hissettirmiyor kendini Elimi bıraktı, yüzünü denize döndü Bir ayağını ileri attı, ardından diğerini Diz kapaklarına kadar suyun içindeydi Anlamıyorum nereye gidiyor böyle Bana doğru bakıyordu gel neden gelmiyorsun der gibiydi İlerledi ilerledi gittikçe suya batıyordu bedeni Ardından suya atladım Sorun bakalım biliyor muyum yüzmeyi Hayır, ben yüzmeyi bilmem ki Suyun altındaydı ilk gecemiz İlk yuvamız şu kapkara deniz Her şey veda ediyor gibiydi Elini uzattı, elleri sımsıcaktı elleri Sabah olduğunda hastanedeydim, güneş solumdan içeri vuruyordu Annem yanımdaydı, o anlattı bana her şeyi Dün gece iki saat kimsesiz kayalıkları seyretmişim Sonra kayalıklara gidip denize atmışım kendimi Halimi seyreden garsonlar kurtarmış meğerse beni Keşke, ah keşke hiç ellemeselerdi Çünkü sımsıcaktı elleri |
gönülden kutlarım selâm ve dua ile