BUGÜN DE BÖYLE OLSUNBir devri perişan yaşarım Umutlarım cebimde dolaşırım Umarsızlıklara şaşarım Mevsim sıcakları tavana vurmuş Çevremiz alev alev, insanlar kudurmuş Kimse, kimseyi dinlemiyor Çıkarlar etrafta kol geziyor Diyesim geliyor Petrol; yerin dibine batasın İnsanların hayatını karartansın Desem ne olacak? Petrol olmasa burada savaş çıkmayacak? Güler geçerim yalanına Yahu bilmiyorum ne var buralarda Tarihe bak, hep kan akıyor bu topraklarda Kimi zaman, din, kimi zaman iktidar savaşlarında Hakim olmak için kervan yollarına Vuruluyor insan kanallarına Kuzeyden, güneye Güneyden, kuzeye Batıdan doğuya, Doğudan batıya Açılan köprü buralar ya Vur anasını satayım abalıya Gelen vuruyor Giden vuruyor Üç beş kuruşluk çıkar uğruna İnsanlar öldürülüyor boşu boşuna Adı ikiyüzlülükle konmuş sevdalarla İnsan ölümlerini kutsayan inançlarla Koltuk sevdası, bencillik rüzgarı Esiyor etrafta, dolaşıyor insanları Vuruyor tek tek akılları Akıllar, yaşıyor bir aşk masalı Diyorlar adına memleket sevdası Din, iman, vatan , millet, Sakarya ağızlarda dolaşıyor Bazılarının cebi dolarken, senin cebin boşalıyor. Cebini dolduranlar kahraman oluyor Kahramanlarını putlaştıranlar aşkı sefadan dört dönüyor Diyorlar ki, düzenin çivisi çıktı Ben hatırlamıyorum ki, düzene çiviyi kim çaktı? Bildiğimden beri çivisizdi düzen, bu lafı kim uydurdu? Başından beri insanın çoğu kuzu, azı kurttu? Hep kurtlar kuzuları yuttu? Güneş yeter artık bizi yakma Al git sıcaklarını, birazını da başka yazlara sakla Bunaldı insanlar artık anla Mevsim normalleri bile sıcakken, üstüne çıkmak yakışır mı sana? Bak sana sular buharlaşıp uçuyor Toprak çatladı sürekli kuruyor Mahsullerimiz sıcağında kavruluyor Fiyatlar pazarlarda yükseliyor Seni ilgilendiriyor mu bütün bunlar? Sen sıcağınla yakarken, bizim içimiz sızlar… Savaşın hangisi iyidir bilmiyorum Yazın yapılan mı, kışın yapılan mı karar veremiyorum Bombalar kavururken insanları güneş altında Bombalar vururken insanları kar altında Hangisi iyidir biliyor musunuz? Be adam desene, savaşın hiç biri iyi değildir, anlamıyor musunuz? Ben bazen diyorum da, bana kızıyorlar Dünyanın egemenleri dünyaya şekil veriyorlar Kendileri iyi yaşamak için nesilleri tüketiyorlar Sen çıkmışsın bebeklerin ölümünden bahsediyorsun Semiz bir bebeğin yaşaması için, kaç bebek harcanmalı bilmiyorsun Amerika, Avrupa, bebek, bebek diye çıldırırken Sen sürekli bebek üretiyorsun Adamlar çareyi bulmuşlar kendi çocuklarının yaşaması için Gör bak senin bebeklerini nasıl öldürüyorlar, hem de ne biçim? Üstelik çalar götürürler öldüremediklerini organ nakilleri için Ruhun bile duymaz, kurtuldu zavallı diye sevinirsin Sen anlamıyorsun arkadaş, bir de savaş kurallarından söz ediyorsun Sor kendine, değerin ne, kaç para ediyorsun? Adamlar bir bebeğini yaşatmak için, binlerce bebek öldürmeye razılar Sen anlamıyorsun bunu, insanlıktan söz ediyorsun Avrupa’da, İsrail’de, Amerika’da bir bebek ölse yer yerinden oynar Bir bebekleri için dünyanın bütün bebeklerini aynı kefeye korlar Kendi bebeklerini yaşatmak için, senin bebeklerini bombalarlar Hala anlamadınsa, yuh sana, senin insanlığına, diyecek sözüm yok İnan; senin batı hayranlığıyla şaşırmış sözlerine karnım tok. Sen batının kuyruğunda şaklabanlık ederken dünyada insanlar ölüyor Ölen bebekler gülümseyerek bakarken, yüzüne tükürüyor Anlıyor musun? Hissediyor musun? Diye soramam sana, sen aşıkı maşuksun Sevdalı olduğun batıya karşı, deli divane, hesapsız kitapsız vurgunsun Daha ne diyeyim, önüne bebeklerin etini koysalar iştahla yersin Sonra çıkar utanmadan, dünyanın fakir, yoksul halklarına yamyam dersin Güneş kavuruyor arkadaş, beynim delicesine çalışıyor Kusura bakma bazen ne dediğini bilemiyor. Hani, Tevrat’ta, İncil’de, Kur’an-da der ya Firavun veya Nemrut görmüş bir rüya Tabir ettirmiş rüyalarını güya Doğan çocuklar içinden biri çıkacak Senin saltanatını sonlandıracak Öyleyse öldürün çocukları diye karar vermiş Bebeklerin peşine düşüp hepsini gebertmiş Kurtulmuş bir garip çocuk katliamdan Yetişip emrini vereni etmiş saltanatından İsrailliler biliyorlar geçmişindeki bu hikayesi Şimdi uyguluyorlar Firavunun hikayesini Geçmişte onlar mazlumdu, Firavun Mısırlı Şimdi kendileri Firavun, mazlum Gazzalı Şimdi sen bunu dinleyince dersin fantastik bir hikaye Değil aslanım fantastik hikaye, Bu bütün tarihlerin özetidir Dünya savaşlarının da en büyük strateji bebekleri öldürmektir Nesillerin önünü kesip, geleceği yok etmektir Osmanlı; girdiği ülkelerde toplamış çocukları Çocukların gideceği yer yeniçeri ocakları Anadan, babadan, toplumdan uzak yetişmişler Hepsi birer delikanlı, birer er olunca, haydin yürüyün demişler Nereye diye sormamış çocuklar Emir komuta zincirinde saldırmışlar Saldırdıkları yerler, kendi toprakları Kendi ülkeleri, kendi soydaşları İşgalci ülkeler var tarihte, gidin okuyun Yaptıkları şeyleri dikkatle anlayın Girerler ülkelere, bütün erkekleri öldürürler Kadınları esir alır, bebeklerini asker yetiştirirler Yetişen askerler, işgalcilerin emrini dinler Aldıkları emirlerle gidip başka insanları yok eder Bebekleri esir alıp asker eder Bugün boşuna bağırıyorsun, artık anla Firavunlar, Nemrutlar Filistin’de öldürmüyorlar çocukları boşuna Bir İsrailli bebeğe karşı beş Filistinli bebek doğuyor Bu durum Firavunları korkutuyor. Korkunç, karabasan rüya görüyorlar Emir büyük yerden çocukları öldürüyorlar Yüksek binaların tepesinden buna nüfus planlaması diyorlar Sanma ki, altında insanlık var, gevezelik ediyorlar. Dikkat et aslanım; kim Amerika’nın yanında ise insanlık düşmanıdır Dikkat et aslanım, kim Avrupa’nın yanında ise insanlık düşmanıdır Sen bunu anlayıp kafana koyuncaya kadar bebeklerin öldürülecek Kadınların, kızların onların elinde oyuncak edilecek Kapitalizm tuzaklarında, bir bir tüketilecek Sen anlayınca, eyvah demen hiçbir şey ifade etmeyecek Senin ülkende yıllardır nüfus planlaması niçin yapılıyor anladın mı? Avrupa’nın bozuk aşılarıyla niye çocukların aşılanıyor anladın mı? Hızlı gelişen nüfusundan korkuyorlar Kendileri toplumlarına para verip çocuk yaptıramıyorlar Bin türlü hile ile senin nüfusunu azaltıyorlar İleride kapışırsak, bizi nüfusuyla yener bunlar diyorlar Aslında bilsen, uzun hikayedir insanlığın hikayesi Her hikayenin altında yatan, bebeklerin hikayesi Doğacak çocuklardan korkan Firavunlar, Nemrutlar Sadece dünkü tarihte değil, bu günde var Adı Amerika, Avrupa, İsrail, Çin, Rusya ne yazar? Onların uşakları, Krallar, devlet başkanları, Cumhurbaşkanları ne yazar? Toplum önünde soytarılık yaparlar Kapalı kapılar ardında Firavunlara, Nemrutlara taparlar Senden çıkan ise, alkışlar, alkışlar, alkışlar! Sen diyebilirsin çıldırdı bu adam ne dediğini bilmiyor Haklısın kardeş, çıldırmışım zira güneş tepemde geziyor Sıcaklar gidince belki normal hale gelirim O zaman belki söylediklerimden tövbe ederim Bende sizin gibi kendime normal bir insanım derim Ama ben bugünden diyeceğimi müsaade edin diyeyim Normal insan, zulme ağıt düzüp, zalimi alkışlayandır derim Bak etrafına, bunlardan ne çok var, Meydanlarda düzülen ağıtlar Arkasından zalime alkışlar Zaman ikiyüzlü kardeş ben ne yapayım Hem de, ikiyüzlüler birinci sınıf insan anasını satayım Sen ben dürüst olup, ikiyüzlü değilsek, peş para etmeyiz bilesin Üstelik normal insanlar katında normal değil delisin Hani öyle hakkında delilik raporu verilip yasalardan muaf da tutulmazsın Doğruları söylersin ama, asla yasaların elinden kurtulamazsın Verseler adam gibi deli raporu yırttık diyeceksin Yedirmez aslanım, o raporlar kendilerinin Biliyorum; yahu bu kadar uzun şiir olmaz, sus artık diyorsun İçten içe bana da kızıp, verip veriştiriyorsun Madem uzun kardeş niye okuyorsun? Adım çıktı dokuza inmiyor sekize ne yapacağımı bilmiyorum Sıcak beynimi kaynatınca işte böyle oluyorum Hani; var mı senin yanında serinlik? Söyle geliyorum Üç beş laf tıkırdatırız Oradan buradan konuşur insanlığı kurtarırız Devletleri yıkar, devletleri kurarız Üstüne demli çay, pasta börek kutlarız Nasıl iyi mi böyle? Ne olur, nezaket icabı değil, içinden geçeni söyle İster doğru de, ister küfret dediğime Gerçek olsun dileğim, başkasından bana ne? 16.08.2014 – İzmir |