(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ağrı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ağrı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bence yazamadığını yaşamakla, yaşamadığını yazmak arasındaki mesafe şiirsel olarak fazla değil.. Diyalektik uzam ve diyalektik estet zıtlaştırması nesnelleştirip, anlamlı ve dengeli kılıyor mensuru...
Yani, organoleptik sağlama, ne olsa ve matematiksel olmasa da aritmetikseldir. Kalbi akılla sağlıyorsanız doğru uzamladır.. Uzamın olmadığı, boyutluluğa aşk diyoruz. geometrik olmalı...
Aşk dizgedir.. akli de olur.. kalbi de arzeyler.. sağlamayladır... sağlaması yoksa la mekandır.. Kutluyorum.
Sizi ve güzel şiirinizi ben de böyle okudum.. esenlikle...
Göktürkmen tarafından 8/17/2014 10:52:57 AM zamanında düzenlenmiştir.
matematigin evrenin var olusundaki sirri hala cözülemedi,denklemler problemler ... siirin .askin ve de geriye kalan herseyin matematiksel aciklamaisi elbette vardir ama en uyumlu olan kalbin aklin sisteminden ciktigi zamanlar da oluyor iste zor bir durum... ---
Şiirimiz karanlıktan ve yalnızlıktan yılgınlığın kalbe ağrı verdiği bir şiir.
Daha şiirin eşiğine adımımızı atar atmaz
" bilmenizi isterim ki kalbim çok ağrıyor... " dizesiyle şairin öznesi ( kendisi de olabilir , anlatılan bir başkası da ) açık, net, anlaşılır bir anlatımla kalp ağrısından bahsetmiş.Bu elbette fiziksel olarak yani kalbin rahatsızlığı anlamına da gelebilir " Allah korusun " , yada bütün insani duyguların ( sevincin, hüzünün, acının, elemin ) merkezi kabul edilen kalbe acı yönünden bir gönderme de olabilir diyoruz .
Şiirin ilerleyen dizelerinde buna en net cevabımızı bulacağımıza inanıyorum çünkü bu dize aynı zamanda bütün şiirde anahtar rolü oynuyor.Her bende geçişte bu anahtarla kapısını açıyoruz.
Şiiri baştan sona tekrar okuyorum.Biliyor musunuz bu şiir uzam olarak bana yani şiirdeki duygu ve düşüncelerin anlatıldığı ana mekan olarak kapalı, dört duvar arası, pencereleri ışık sızdırmayan i bir yeri anımsattı.Tek başına inziva bile diyebileceğimiz belki kendi zindanı denilebilecek şekilde olan bir yer.Bir ev.Bu ev, şiir öznesinin gitmeyi isteyip de aynı zaman da gidemediği, suskunlukla ve çaresizlikle yaşamak özgürlüğüne terk edildiği, özgürlüğünün sınırlarının burada zamansızlıkla çizildiği bir yer. karanlık bir mecburiyet. " * ay karanlığının arkasına saklanmış buluttan beterim " dizesiyle en çok bunu anlıyoruz.
Şiir öznesi işte böylesi bir uzam çerçevesinde, ilk bölümlerde açık ve net olarak uzamını ve hal durumunu anlattıktan sonra, çözümsüz kalan çözümsel yollardan bedbinliğini de dile getiriyor.
Susmak !!!!!!!!! Şiir öznesinin, karanlığı seyreltme çabası...mücadele...
susmak yetmiyor / susuşların bir anlamı olmalıydı
dizeleriyle liman olarak görmüş olduğu , tavır olarak, bir silah olarak, bir savunma aracı olarak gördüğü susmak eylemine vermiş olduğu anlamsal değerin altını çizmek gerekiyor. Öyle ya deriz ya en etkili i cevap susmaktır diye...!
Aslında, yorumumun başında ciddi anlamda bir mecburiyetten yani mahkumiyet hissi verilecek kadar bir melankoliden dem vurmuştum.Şiir öznesi susmayı kullanabildiğine göre diyorum ki...aslında mücadele edilesi bir hal .
Etrafındaki kişilerin duyarsızlığı, ilgisizliği, belki de bekleneni verememesi, anlaşılamama yada anlaşılsa bile yanlış anlaşılma gibi ihtimalleri direkt usuma yerleştiriveriyor.Ve en başta değindiğim " kalbim ağrıyor " derken şiir öznesinin bütün ağrısının çevresindeki insanlardan kaynaklı olduğu, onlarla yaşamak mükellefinden kaynaklandığını anlıyoruz.
Karanlık bir şiir dedik evet, şiir öznesinin bu karanlığı seyreltme mücadelesini anlatıyor.Şiirimizin son iki bendinde, " mış " zamanlı ama gerçekte bugünü anlatmak istemeli imgelerden anlaşılıyor ki...şiir öznesi, en başta bahsettiğimiz o ev' den de daha daha içeri olan bir uzamdan anlatıyor . İçin içinden .
Öyle ki, etrafında olan bütün olumsuzluklara duyarsızlaşacak kadar, yani görmeyecek kadar duyamayacak, bilemeyecek kadar içerden...öylesine dışa kapalı bir içten...
Zaten öyle değil miyiz hepimiz, yani kendin üstündeki ateşi atmaya çalışırken başkasının yandığını nasıl görebilirsin ki...ancak rivayet gibi gelir.Çünkü sen zaten yanıyorsundur.Gerçeği en acı haliyle yaşıyorsundur zaten. Aslında bu şiirde şiir öznesinin her şeyi söylemek ister gibi ama sonra bundan vazgeçerek kendini geri çekmesi gibi bir durum da algılamıyor değilim.
Böylesi bir halet-i ruhiyede bulunan şiir öznesinin mücadelesi sadece bir suskunlukla sabit değildir diye düşünüyorum.Şiir kendini geri çekmiş.Karanlığı ve suskunluğu ana kolon kullanarak inşaa etmiş kendini. Elbette bir şiirde, kendinin meydana getiren bütün unsurlara ver verilmesi beklenemez.Ama bana sanki anlatacak çok şeyi var iken vazgeçilmiş gibi bir intiba uyandırdı.Buda öznel görüşüm olarak kabul edilsin lütfen.Yanılıyor olabilirim. Nihayetinde biliriz, Şiiri yazanın yazdığı o bir tek şiiri olsa da, okur sayısı kadar da ayrıca o şiire ilişik yazılmış başka şiirler vardır.
Şiirimiz, kelimelerin birinci anlam göstergeli kelimelerle kurulmuş olmakla birlikte özellikle imgesel anlatımın olduğu dizelerde sembolizmin ve romantizmin de dokunuşlarını da duyumsamaktayız.
İmgeler yapı olarak, sağlam ayağı yere sağlam basan gerçekle ilişik bağı güçlü kurulan bir düzlemden seslenmiş.
" ay karanlığının arkasına saklanmış buluttan beterim "
Gerçekten de ayın karanlık olduğu dönemler vardır.Ve malum, ayın etrafında bulutlar da vardır. Çağrışımın gücü inanılmaz derecede güçlü.
Ve şimdi ilk kez duyumsadım bunu, korku duygusu da hakim şiirde...çünkü şiirin en güçlü imgelerinden birini kapsıyor bu dize.
Normalde de, insan acı duygusunu yaşıyor iken her yer karanlıktır.Sürekli bir gece halini yaşar.Korkuyordur da aynı zaman da değiştiremeyeceği olgular yüzünden böyledir zaten.
Yolun gölgesiz olan aydınlığa vuran yağmur ıslatmamış yerine yıldızlar düşmemiş Yani, tersten okuyunca aydınlık, açık, net mutluluğu simgeleyen güneşli bir uzam ile karşılaşıyoruz.
yine;
Denizler özlemsiz, dingin, sakin huzur içinde mavileri acımıyor.Hırçınlığı yok dalgasız şekilde.
Son bendin ilk yarısında yol olarak kullanılan imaj, burada denize dönüşüyor Deniz üzerinden duyulan acının gücü anlatılmaya çalışılmış.
Burada aslında büyük bir acının, kalbin ağrımasına neden olan acının sesi de arka planda ironi olarak verilmiş.
Ne gölgeye düşen yıldızlar, ne de özlemle maviyi acıtan dalgalar...hiç biri benim acım kadar büyük değil demek istemiş.
Sevgili dost üstadem, Öncelikle teşekkür ederim bu değeri okuttuğunuz için.
Dilim döndüğünce şiirinize eğilmeye çalıştım.Umarım anlamı saptırıp, okurları yanıltıcak bir öngörüde bulunmadım.
Var ise de bağışlayın.
Şiirin ışıttığı nice kalp ağrısız güzelliklere .
En içten sevgim ve saygımla. .
Şükran AY tarafından 8/17/2014 10:45:34 AM zamanında düzenlenmiştir.
Dizelerimi bu kadar özenle incelediğin,yorumladığın için çok teşekkür ederim sevgili Şükran, içinde yürüdüğün dizeler, gölgeler biraz benden biraz hepimizden, kimin ağrıları bazen bizim olmuyor ki ? bazı satırlarında korktum inan dur, beni bu kadar anlama girme detaylara demek istedim içimde gizli bir heyecanla, yine de her şiir bir anlaşılma isteği barındırmaz mı aslında...