Sız İçimdeki Bakir DenizlereYüzüne birikince gecenin loş ışıkları Yosunlarla dans ederdi maskara anlar Ben senden habersiz tutardım ellerini Gecenin sorgularını yanıtlardık birlikte Ruhunun ara taksimine sokulurdu kelimeler Utançsız devirlerin kulelerinde sevdana sokulurdum Alevin yakardı kimsesiz bir çocuk gibi içimi Aşkın pınarlarında yıkardım yoksul geçmişimi Gecenin akrebinde kayıp düşlerimiz çoğalır Yelkovanın derinliklerinde kaybolur iken an Ay ve yıldızlara kendi tepemizden bakardık Avuçlarının kum fırtınalarını beklercesine ben Bizden asırlardır uzak iklimler düşündeyim şimdi Seninle birlikte, aynı yolculukların sorgu sofralarındayız Bedevi kelimelerinden kurduğumuz kurgu köprülerinde Prangamızın küflerinden aşkı kazıyarak sonsuzluğa Uykusuz ve yorgun yolculuklara tırmanıyoruz biz Nafile sarılışların sonsuz finallerinde günlerden sevda Bizi ayıran gecelerin kapsül dokunuşlarında sancımız Serüvensiz günlüklere söverek tükettiğimiz ömrümüz Aleni ve sefil dokunuşlarla çürütülen biçare tenimiz Sevda pazarına sunulan asil köleler panayırlarında Köpüklü sularca bir menzilden birbirimize dökülüşümüz Mavi gemiler kalkar birazdan mutluluğun uzak adalarına Başıboş özlemler biriktirmişiz biz birbirimize yıllarca Sevgilerin gönlümüze yurt olduğu o zemheri bakışlı güzlerde En çok yitirmekten korktum ben seni yangın mevsimlerinde Tutun suskumun dallarına, dinle yüreğimin gümbürtüsünü Sız içimdeki bakir denizlere, iliş ruhuma sevda türkülerinle Aynalar ararız abartılmış düşler diyarında kıraç yüzümüze Aşk kimi zaman rüzgârsız eser içimizde, kışlar bahar olur Sevince hüznün giysisini biçince bekleyişler urbamız olur Mevsimler kışın sancısını kucağından atınca gönüller susar Bir gün gül bakışlım, suya yazdığım şiirler ülkene uğrar Selahattin Yetgin |