ÇOKTAN GELDİK SONA
Tutanaklı bir zafiyet
İstediğin kadar etsen de niyet Tüm duygular nasıl da o naif yüreğe külfet. Kural dışı, istem dışı Şu ahvalin yargısız infazı; Yargı, sorgu sual Haklısınız, kabul Demek ne mümkün Körelmişken viran gönül… Bir tutam şundan bir tutam bundan Kıvamını tutturmak olsa da mecalim Her dem yalnız, her dem kuralsız Ne nazıdır ne niyazı o garip çıkmazın Olsa olsa sıcak bir kor Geri dönüşümü olmayan uzun bir yol. Bitimsiz ve heybetli bir ömür değil asla Ne kadar görünse de uzun Çoktan geldik sona. Rahmeti Yaratan’ın Kıymetini bilmedikten sonra Ne önemi kalır bu devrik cümlenin. Yığın yığın onca teferruat Savruk olsa da o nakarat Adı insan eli vicdanında Kabulü zor olsa da… Yeknesak belki de afakî bir düzen Kim varsa acıyı, yalanı reva gören. Yadırganan olası o mizansen Yalandı baştan sona hem de külliyen. Rağbet eden çoktan savdı sırasını Hayat denen okulun nihai diploması Yakar sözler bırakır derin bir sızı. Ne olası ne mümkün inkârı Tılsımı bitimsiz hayatın Sabırsız şu insanoğlu Bundan dolayı cennetten kovulmadı mı… Ötesiz ve örselenmiş Nasıl bir hicapsa Korunda yanarken canı Aşk denen o girdabın. |
Özlem Demirkaya &*.*&