cenk ediyor yine çılgın yeleleriyle yorgun atlar meydanında küheylânlar şakakları balçık balçık ter
aşk kusuyor toprağı doyurmaya yeminli özgürlük tozutan toynaklar can gidiyor yol yerine kahır döküyor gam...
aldırma sen yine dans ediyorum san!
bir hâl ki afyonlamış siyahı beyaza boş beşik dağlar peykelenmiş yalnızlığa esrar giyinmiş dudaklara pespembe yaz cebinde kimsenin bozamadığı hayranlık bir yanda öldüresi tutku işte bir yanda avaz avaz naz
aldırma diri kuşatmalara sarp haykırışlar kavşağında susar hep aşk sonra ölü şiirler kapanır mum gibi dudaklara yarım ay vurur camlardan silüetle karışık o endam . . sonra kırık aşk ezgileri sızar usuldan ve girersin sol lobumdan ezersin yolar çiğner ne var ne yok demeden ardına bakmadan ve ben yine cesâret edemem!
ondandır yarısına yaz demem ağustosun yarısına cehennem!
şimdi diyorum önünde hiç kıpırdamadan dursam şöyle ürkütmeden kalbindeki kuşları dinler misin hiç konuşmasam hadi boya desem veya en çılgın bakışlarınla yüzümü duvarlarımı tüm benliğimi ister misin hiç çekinmeden evin gibi
usandırsın seni istemem ama yüzümdeki o aşırı aşk/ayyaş melankoli okkalı bir yalnızlık semâhına dursam ya da ve işveli bir efkâr gösterisi olsa bu tersine akan nehrin ne dersin!
belki geveze bir fincana kapatmışsındır kahkahalarını şimdi uyuyorsundur ya da yaktığın ateşten umarsız haberin bile yoktur omuzuna zamansız konan kelebeklerden kapalı gözlerle hasret dolu yanağını uzatmış bekleyenlerden! . tanrım ne olur tam da şimdi bir şarkı geçse içinin denizinden kayığı ben küreği sen
ahh! azgın dalgaların küheylanı işte bakmasını bilsen görmesini duymasını saçların gibi toplamasını içimdeki çarpıntıyı kaldırıp atarsın bir çırpıda yüzündeki o ıssızlığı bilsen günde habersiz kaç ceset çiğniyorsun bilsen kaç kişiyle adımlıyorsun kaldırımları
kimsenin haberi olmasın ama istemem sen de duyma hiç
ki kıskanmak; dokunanamaktan da yanmaktan da beter
ama olsun alışığım dayanırım ben sadece, dudak dayamasın kimse kimse içmesin, gülüşünü yıkadığım çeşmeden yeter!
ToprağınSesi
( Zamanını emeğini ve kıymetli sesini bir şiirime daha bahşeden Çimlerin Melodisi’ne teşekkürlerimle)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yorgun Atlar Meydanı / Sürdirek Aşk şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yorgun Atlar Meydanı / Sürdirek Aşk şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"şimdi diyorum önünde hiç kıpırdamadan dursam şöyle..."
ve
"bir şarkı geçse içinin denizinden kayığı ben küreği sen.."
"ürkütmeden kalbindeki kuşları dinler misin hiç konuşmasam..." ...
o/ysa sen, "...belki geveze bir fincana kapatmışsındır kahkahalarını şimdi uyuyorsundur ya da yaktığın ateşten umarsız.." ... yine de "kimsenin haberi olmasın ama istemem sen de duyma hiç"
yeter ki,
"...dudak dayamasın kimse kimse içmesin, gülüşünü yıkadığım çeşmeden..." .....
Sizin gibi yazanlara yorum yazmak ürkütüyor beni.Yanlış bir harf, yanlış bir ifade...vs. bu bütünlüğü , güzelliği zedeler diye geldiğim her şiirinizden derin bir suskunluk devşirip çıkıyorum üstadım...
Buralardan çıkıyorum da şiirden çıkamıyorum uzunca zaman.
Bıkmadan, takılmadan okuduklarımdansınız. Var olasınız.Gönlünüzdekine yâr olasınız...
Öncelikle bu büyük - ve gurur verici-teveccüh karşısında ister istemez kaygılanıyor insan.En azından bendeniz. Şiir emek işidir ve ciddiyet ister. Verilen emeğin yansıması ise en büyük pâyedir bizler için.
Ve siz de geç keşfetmiş olsam da iyi kalemlerdensini. Bunu laf olsun diye söylemem. Bunun okulu yok birbirimize öğrenciyiz hepsi bu.