Eyvallah...Sen yüzünü çevirince gönül penceremden, Gözlerinin ardına yoksunluğum mu düşer sanırsın? Sen geçip gidebilir misin ömründen? Karartsan güle çalan çehreni, bana bulaşır mı siyahın? Ben sende bulutları dizi yapıp boynuma astım. En sevdiğim çiçeklerin,en sevdiğim renklerini biriktirdim, sen koksunlar diye. Ben sana mı kıydım sanırsın? Katlim kendimdendir, hükmüm kendimden... Uykular sana karınca dinlendirirdi. Sabahlar sana uyanınca aydındı. Şiir sen varken de yokken de sanadır. Hasret de neymiş, acı mı olur insan sevince? İnsan sevince pişman mı olur? Sana değmemiş gözümü, Sana ermemiş elimi hangi sevgi kınatabilir kimliğime? Ben sana varmayan yolların ezberimdeki çocuk parkları gibiyim. Yüreğine sahip olabilmenin neşesine sarmaşığım. Ulaşamayacağım nesnene, bedenine hacetim yersiz. Hiç duymasam da aldığını bildiğim nefesine yangınım. Sen böyle sevilebil diye eksikliğin, Beni böyle sevebil diye sensizim.. Yüreğimin deminden fokurdayan membalardır senli anlar. Ne zaman susasam, varlığının efsunuyla aşka kanarım. Gamına, kanatmak için karaladığın eyvallahına da eyvallah.. Birbirinden ayrılsa nolur yalnızlıklar? Can sağ oldukça birbirine kenetlenmişlikleri yok sayılır mı? Kayboluşunun karanlıklarını bile sevdirene çatılır mı hiç? ’Susuşum dillendiremediğim gönül yaramdandır. Erişilmez ruhunu sakladığım mabedim! ’ Eyvallah... Ömür NİLÜFER 13.08.2014 13:39 |