KATREDE ASU’’Benim kelamım sana gelirken sesini yitiriyor belli ki, O yüzden bu uzaklık hiç sevimli değil.’’ Cihanı arşınlamış kadar yorgunum sen ötelerken yüreğimi, Gözkapaklarının gayrısında tıknefes ciğerimdeki hava. Senin sevda yoluna diktiğin güller,pek çetin dikenlerle bezeli. Öyle erken geçiyor ki senin baharın, çiçeklerin dallarında aldanmış. Bulutların yüklenmiş suyunu, kasvet çökmüş hissesine, Yağamamış. Haylazlığı huy edinmiş dizkapakların, kaçışta ustalık mertebesi.. Sen eksilince harikalar kumpanyasından dilimin tadı nahoş, kekremsi. Bedenin hırçın, asu ve aksi Ne var da böyle hayırsızlığa meylediyorsun? Kaybının yürekteki aksi; Viranlık şehirlerinde sanık bir gönül dergahı Sen bir çift sözü esirgiyorsun. Canımın içindeki sevgili! Sen öyle ihanete düşürdün ki beni sırtımdan vurup, Kendi ayıbından bana haset ediyorsun. Oysa ben çoktan sildim senin karanı alnımdan. Hayalime bir çift göz zuhur ederken, Kömür karası gözlerini çalarken düşlerimde bir peri, Ben sıkıntısındayım, gaybından yok kimselerin bi haberi. Eyy en kıymetlinin ta kendisi! Dediler ki; hazineler harabelerde gizliymiiş. Ben şimdi öyle harap, öyle yıkık ve döküğüm ki Sen hangi gönülde meşk peşindesin? İşte o harabe benim de sen bende değilsin. O bedenler seni saklamaz da açık eder. Sen onların cihanında zerre olmaktansa, Gel, Benim katremde cihan ol. Ait olduğun yere gel. Bana... Gel... |