HASRET HANÇERİGel hadi! Öyle uzak durmaları kimlerden öğrendin sen? Hiç yaraşmış mı o gözlere görmezden gelmeler? Ya ben de gidersem? Ne giden olurum sen böyle yakarken, Ne geride kalanım, Sığmadığım koca bir dünya, Göğsüme oturmuş bir kaya, omuzumda beton bloklar var, Ayaklarım sesinin prangalarına çakılı, Ellerim sıcağının kelepçesinde yanıyor, Ben tüm senliği geride bırakma hevesinde, Ölüyorum... Sende kala kala.. Geride benden hiçler.. Hasretin, ucu zehirlere daldırılmış bir hançer gibi deşmeye teşebbüslü gönülevimi, Ey varlığı mutluluğuma, huzuruma tek sebebim! Bilsem ki o gamzenin çukuruna gömerler beni, bugün ölmezsem adam değilim ki... Sen öyle güldün ya bana yine, ben bugün ölmezsem başka birgün ölmem ki... Ey kirpikleri ok, gözleri gece sevdiğim! Olmadığın iklimlerde çorak kaldım, Şimdi gidiyorum ya; Derilmemiş güllerde sev beni, Açmamış goncalarda, Bestesi yapılmamış şarkının sözüyüm, Küle dönmemiş alevin harı, bütün cümlelerimi virgüllerle bitiriyorum, Yarım kalan ne varsa, benim, Noktaları koynuna dolayıp, Gidiyorum, Hoş an! Hoşçakal diye, Susmak ne zormuş, tüm sözler dizilmiş beklerken. Böyle kıyamet gelir mi? Kıyamdan önce sen gel! Kelamdan önce yine sen. Sesiyle can veren Yunus Özkan’a sonsuz teşekkürler.. |