sen giderkensana içli bir ninniydi hep uykusuzluğum bu yüzden cennet saydım cehennemi çocuğum her yanım kırık dökükse saçlarım yüreğim yar ağzından seni çekerken düştüğümdendi emlik kuzuysam hâla başka bir aşkın göğsünde anne sütün uzaklara çekilmesin içindi göz yanığımdan sürme çıkarmıştım gözlerine gözlerimin açık kalışı bu yüzdendi şimdi bir kahkahaya bile dolukuyorsam ağlamayasın diyeydi uzak bir adamın kahrından .... ... . artık bir anne rahminde gibi başında kuştüyü yastık başım serin, yorgansız bile üşümem artık bir dalın hışırtısından içimde bir çınar devrilmez korkuya tünemiş kuşlarım ürkmez uçuşur artık ah çocuğum şuramda duran bir pranga gevşedi içimde bir ana okulunun zili acının kapısı kör kilit artık ömer faruk hatipoğlu (SÇY, hera, 2000) |
Bir bayan bu kadar güzel yazabilir miydi aynı dizeleri diye düşünüyorum. O kadar gerçek, o kadar hisli ve o kadar 'anne' gibi ki... Şair olabilmek yeri geldiğinde hiç olamayacağın bir şeyin yerine kendini koyabilmek, yaşamışçasına anlatabilmektir. Dizelerde bu sıkı kurguya rastlamak mümkün. Çok kez daha okumalı, şiirin içerisinden hikayeler çıkartmalıyım, izninizle...