sen kentin batısına demirlemeseydin saçlarını ağustosta doğmazdı aşk şiirleri yalın ayak düşmeye bilenmiş hasret iki büklüm etmezdi doğusunda mavzer olmuş düşlerimi
aklımın kıyısına yanaşmış ortamıza düşen caddeler köyler insanlar hep bildiğim ama seninle gitmediğim yerde sesin süt mısır satan adamların sahiline adımlarını dokundurduğunu görememek içimdeki sefil sızı
irindir kokunla baskın yaptığın şehirde dımdızlak sensiz kalmak sığınmak sabahın derinliğine sıkışmış resmine avluda kediler kavga damda martılarda ekmek telaşı bir hüzün şiiri kulaklarımdaki bugün pazar ve ben seni çok özledim ah be yapma nazım usta !!
serin havayla barışık çocuklar düşer denize kentin sırtına bürünmüş dağların dilinde binbir deli çiçek ve ağustos böcekleri cır cır senfonili ayyuka çıkarır deliliğimi
sen batısında ben doğusunda kentin aşka bilenmiş sabır dar sokaklarda artık oynanmayan yakan top ve kapıların önüne kurulmayan bağdaşlarıyla kadınların çekirdekli sohbetleri
özlem kırılırken gün büyümesi zamanda saatin her tik tak acısıyla biraz daha susuyorum o kadar yakın uzağın avuçlarına düşmüşken suretin ben eli kolu bağlı bir sürgünle kanıyorum
yavaş yavaş kısılıyor mukaddes göğün gözleri ağır bir nemle kirlendikçe kirleniyor yokluğun yakın bir uzağın batısına demirlediğin saçlarından bir posta güverciniyle geliyor gülüşüne giydirdiğin sus artık bağrı yağmur kokulu bir akşam üstüne yolcu sensizlik ve aklımın şose boylarına dağınık aşkın elleri bir bir topluyor ömrümün geçtiği kentin içindeki seni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
BÜYÜDÜĞÜM KENTİN SEVGİLİSİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BÜYÜDÜĞÜM KENTİN SEVGİLİSİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ahh kuduz ıslıklarla ısırılan sol yarımımın Dikişleri atmış aşk düşüğü körfezine sarılan Dicle'sinin asi sızısı... Ahh secdelere vura vura akıtarak yollarına Alnının çizgi tutmaz satırlarını Teşehhüd ve Tahiyyatlarla selamlayıp iki avuç arası yalvarışlarla kırarak, kanatarak Dizlerinin kapaklarına yaslanan topal, aksak yıllarının hatırını Sen dilenen haspa susuşlarımın gem kıran dil ağrısı... Ahh 4 Kitab'a el basmış yeminlerimin Döl yatağına henüz düşmüş bir cenin beyninde aklanan bîabdest selâsı... Babamın, sınav kağıtları arasında unuttuğu akademik duası Anamın, yer süpüren Sabır söktüren tezgah üstü birikmiş bulaşık kirlisi bedduası... Ahh şiirlerimin gözlerine çektiğim Güney'imin döşünün kavruk, kırsal karası... Ahh jilet kesiği yanlarıma Kelime elleriyle merhemini süren adamın hassı... Boynuma ilmek ilmek geçirip mısralarını Son nefeslerimi kurban ettiğim Sevda Muskası... Bir dönüver yüzünü yüzüme hele Mezopotamyalarca kentler, ülkeler büyütürüm sana Gözlerimde emanet bekleyen son hâresinde...
ve bu ıslık öldürüyor beni ; şiirdeki o' uzak kentin sevgilisi ' ;şimdi göçmen kuşlar uçurdum senin saçlarının telinden asılan' dokun dudaklarına ellerin ile yine ben kanayacaklar..sevgili bülent hüznümün tavan yaptığı bu gün de şiirin sardı üşüyen yüreğimi ;selamlar dost kalem...
beren yılmaz tarafından 8/3/2014 2:54:08 PM zamanında düzenlenmiştir.