parçalanır gökyüzü gözlerimden gelir geçer bulutlar susayan topraklar gibi bir yudum suya bir sevgi büyütür elleri elleri bir çocuk yüreği insan
topraktır parçalanır acıya ölümdür gelen kilitsiz kapılardan yavaş yavaş tükenmesi ümitlerin
hangi ses çağırır da gidersin yaşamak öylesine gülümserken sevmek bir ağacın dallarını dalların yapraklarını sevdiğince çoğul acıların içinde severken kendince insanı
gömersin bir köşede yaşanmadan eskiyen çocukluğunu giderek yabancılaşırken bir şehrin sokakları arar durursun çaresiz kaybolan anılarını gülümseyen yüzünü aynalara kırık dökük hayatların dağılan parçalarını
ah! ne çok da yabancıdır insanlar hiç birini tanıyamazsın bir hıçkırık gelir düğümlenir boğazına sesin bile çıkmaz anne diyemezsin dağılan bunca parçasının arasında kan damlarken gözleri cansız bir anne kadar cansızdır o an çocuk bedeni
ölümdür bazen de insanlığın adı en beklenmedik zamanda koynunda büyüttüğün ihanettir nefrettir her nefeste soluduğu hava içtiği su bile insanlığın lanetlenmiş ruhlarda
sen çocuk aç gözlerini şimdi katline seyirci insanlık gülümserken üç kuruşluk zevklerinde dön yüzünü bu kaderi yazanlara ve sor şimdi " teyzeler " " amcalar " " medeniyet timsali " " yüksek kültürlerin sahibi! " " insan bildiklerimiz " " yoksa siz insan değil miydiniz "
eğer sizler insan idiyseniz bizleri katleden bu yaratıklar sizce , kimler idi !
aslını sorarsan onlara evet doğruydu belki
mavisinde denizin yaprağın yeşilinde buğulu yosun gözlerde aşkın büyüsüne kapılmışlıkları en insani yüreklerde en romantik duygular inceden dillerinde titrek aşk şarkıları duyarlıydı insanlık da bir bakıma kendi ölçeğinde
ama sen yaşadın işte çocuk yaşanmamışlıkları parçalanmışlıkları ve gördün işin aslını
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
kan kırmızısı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
kan kırmızısı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
hangi ses çağırır da gidersin (ki) yaşamak öylesine gülümserken sevmek bir ağacın dallarını (ve) dalların yapraklarını sevdiğince çoğul acıların içinde severken kendince insanı
-- ki, ve bağlaçları olmadan. Öneri:
hangi ses çağırır da gidersin yaşamak öylesine gülümserken sevmek bir ağacın dallarını dalların yapraklarını sevdiğince çoğul acıların içinde severken kendince insanı *
ah! ne çok da yabancıdır insanlar hiçbirini tanıyamazsın bir hıçkırık gelir düğümlenir (de) boğazına sesin bile çıkmaz anne diyemezsin dağılan bunca parçasının arasında kan damlarken gözleri cansız bir anne kadar cansızdır o an çocuk bedeni --
ölümdür bazen de insanlığın adı en beklenmedik zamanda koynunda büyüttüğün ihanettir (ve) nefrettir her nefeste soluduğu hava (ve) içtiği su bile insanlığın lanetlenmiş ruhlarda
denizin mavisinde yaprağın yeşilinde buğulu yosun gözlerde aşkın büyüsüne kapılmışlıkları en insani en romantik duygular yüreklerinde inceden titrek aşk şarkıları dillerinde duyarlıydı insanlık da bir bakıma kendi ölçeğinde
--
Ayraçtaki (de) çıkabilir. Bu bölümde üst üste çok fazla (de) sesi gelmiş. Biraz azalabilse...
denizin mavisinde > yerine, belki mavisinde denizin biçimi.
ama sen yaşadın işte çocuk tüm yaşanamamışlıkları tüm parçalanmışlıkları ve gördün sen bütün işin aslını acının ve katledilişlerin rengi hiç değişmiyordu
- kan kırmızısı -
*
Bu bölüm, söyleyiş açısından oldukça sıkıntılı geldi bana. Örneğin: "yaşanamamışlıkları" dili çok zorluyor, şiirselliği de. Daha az sözcükle, eksiltili bir dil. Öneri:
ama sen yaşadın işte çocuk yaşanmamışlığı ezgin parçalanmışlığı ve gördün işin aslını katledişlerin rengi değişmiyordu hiç acının
- kan kırmızısı -
* gibi daha yoğun bir söyleyiş. Sizin kurgulayacağınız elbette.
* Dost,
Yazdıklarım, kalbinizden damlayan çığlıklar üzerine sesli düşündüklerimdir. Yeniden okumalar için ürkek dokunuşlar. Bağışlanmak dileğiyle,
Değerli dost , yapıcı eleştiri ve tavsiyeleriniz benim için çok değerli..Katkılarınız için tekrar teşekkür ederim.Tün önerilerinizi dikkatle değerlendiriyorum. Selam ve saygıyla.
sen çocuk aç gözlerini şimdi katline seyirci insanlık gülümserken üç kuruşluk zevklerinde dön yüzünü bu kaderi yazanlara ve sor şimdi " teyzeler " " amcalar " " medeniyet timsali " " yüksek kültürlerin sahibi! " " insan bildiklerimiz " " yoksa siz insan değil miydiniz "
eğer sizler insan idiyseniz bizleri katleden bu yaratıklar sizce , kimler idi ! Dost kalem sayfamda sorun vardı yorum yapamadım üzgünüm kaleminize minnettarım saygılar gönül yüreğe
denizin mavisinde yaprağın yeşilinde buğulu yosun gözlerde aşkın büyüsüne kapılmışlıkları en insani en romantik duygular yüreklerinde inceden titrek aşk şarkıları dillerinde duyarlıydı insanlık da bir bakıma kendi ölçeğinde
ama sen yaşadın işte çocuk tüm yaşanamamışlıkları tüm parçalanmışlıkları ve gördün sen bütün işin aslını acının ve katledilişlerin rengi hiç değişmiyordu
- kan kırmızısı -
Yüreğinize ve kelamınıza sağlık,çok güzel bir şiir okudum.kutluyorum sizi ve şiirinizi..
sen çocuk aç gözlerini şimdi katline seyirci insanlık gülümserken üç kuruşluk zevklerinde dön yüzünü bu kaderi yazanlara ve sor şimdi " teyzeler " " amcalar " " medeniyet timsali " " yüksek kültürlerin sahibi! " " insan bildiklerimiz " " yoksa siz insan değil miydiniz "
eğer sizler insan idiyseniz bizleri katleden bu yaratıklar sizce , kimler idi !
Onlar insan kılığında şeytanlardı Çocuk Onlar insancık denen zavallılardır çocuk İnsanım diyen insan olan onları yapamaz ki.......... Selam usta yüreğine sağlık
Damdan düşenin halini en iyi damdan düşen anlarmış! Katledilen sade canlar değil, insanlık! Eden bir gün mutlaka bulur ve bulacaktır ancak bu böyle olmamalıydı. Tebrik, teşekkür ve selam ederim, dost.
Değerli dost, şiire ziyaretiniz için teşekkür ederim.Yürek katkınız da güzeldi var olun.Bu günlerde hareketli aşk şarkıları eşliğinde zarif aşk şiirleri insanlarımızın yüreklerine daha iyi geliyor aslında da , bizler hata ediyoruz acıların üstüne üstüne giderek.
"kan kırmızısı" çocuklara dokunan masalların ardından avuçlarımızda kalan belki de?.. :((( tebrikler ediyorum değerli şair yüreğinize selam olsun saygımla daima
Şiir adına teşekkür ederim Maide hanım...Sonuçta bir sesi , bir çağrısı var ise şiirlerin , duyan insanlar olması da gerekiyor bir biçimde. Umutlarımızı taza tutabilecek tek şey de sanırım bu.
Yazının rengi (kırmızı) gibi sımsıcak bir şiir.
İzninizle, takıldığım birkaç yere dokunmak istedim.
parçalanır gökyüzü
gözlerimden gelir geçer bulutlar
susayan topraklar gibi bir yudum suya
bir sevgi büyütür elleri
elleri bir çocuk
yüreği insan
(ve) topraktır parçalanır acıya
ölümdür gelen kilitsiz kapılardan
(sonra) yavaş yavaş tükenir ümitlerim
--
Daha önce de değinmiştim; "ve", "ki", "de-da" ...gibi bağlaçları olabildiğince az kullanmalı şair. Dili yoruyor çünkü.
Öneri:
Son üç dizeyi ayırarak belki:
topraktır parçalanır acıya
ölümdür gelen kilitsiz kapılardan
yavaş yavaş tükenmesi ümitlerin
--------------------------------------------------------------------------
hangi ses çağırır da gidersin
(ki)
yaşamak öylesine gülümserken
sevmek
bir ağacın dallarını
(ve) dalların yapraklarını sevdiğince
çoğul acıların içinde
severken kendince insanı
--
ki, ve bağlaçları olmadan. Öneri:
hangi ses çağırır da gidersin
yaşamak öylesine gülümserken
sevmek
bir ağacın dallarını
dalların yapraklarını sevdiğince
çoğul acıların içinde
severken kendince insanı
*
--------------------------------------------------------
gömersin bir köşede
(daha) yaşanmadan eskiyen çocukluğunu
giderek yabancılaşırken bir şehrin sokakları
arar durursun çaresiz
kaybolan anılarını
gülümseyen yüzünü aynalara
kırık dökük hayatların
dağılan parçalarını
--
Ayraç içindeki (daha) fazlalık gibi.
-------------------------------------------------------------------------------------------
ah!
ne çok da yabancıdır insanlar
hiçbirini tanıyamazsın
bir hıçkırık gelir düğümlenir (de) boğazına
sesin bile çıkmaz
anne diyemezsin
dağılan bunca parçasının arasında
kan damlarken gözleri
cansız bir anne kadar
cansızdır o an çocuk bedeni
--
Ayraç içindeki (de) bağlacı fazla gibi.
-------------------------------------------------------------------------------------
ölümdür bazen de insanlığın adı
en beklenmedik zamanda
koynunda büyüttüğün ihanettir
(ve) nefrettir
her nefeste soluduğu hava
(ve) içtiği su bile insanlığın
lanetlenmiş ruhlarda
--
Ayraçtaki (ve) ler...
--------------------------------------------------------------------------------------
aslını sorarsan onlara
evet doğruydu belki (de)
denizin mavisinde
yaprağın yeşilinde
buğulu yosun gözlerde
aşkın büyüsüne kapılmışlıkları
en insani
en romantik duygular yüreklerinde
inceden
titrek aşk şarkıları dillerinde
duyarlıydı insanlık da
bir bakıma kendi ölçeğinde
--
Ayraçtaki (de) çıkabilir. Bu bölümde üst üste çok fazla (de) sesi gelmiş. Biraz azalabilse...
denizin mavisinde > yerine, belki
mavisinde denizin biçimi.
------------------------------------------------------------------------------------------------------
ama sen
yaşadın işte çocuk
tüm yaşanamamışlıkları
tüm parçalanmışlıkları
ve
gördün sen bütün işin aslını
acının ve katledilişlerin rengi
hiç değişmiyordu
- kan kırmızısı -
*
Bu bölüm, söyleyiş açısından oldukça sıkıntılı geldi bana. Örneğin: "yaşanamamışlıkları" dili çok zorluyor, şiirselliği de.
Daha az sözcükle, eksiltili bir dil. Öneri:
ama sen
yaşadın işte çocuk
yaşanmamışlığı ezgin
parçalanmışlığı
ve
gördün işin aslını
katledişlerin rengi değişmiyordu hiç
acının
- kan kırmızısı -
*
gibi daha yoğun bir söyleyiş. Sizin kurgulayacağınız elbette.
*
Dost,
Yazdıklarım, kalbinizden damlayan çığlıklar üzerine sesli düşündüklerimdir.
Yeniden okumalar için ürkek dokunuşlar.
Bağışlanmak dileğiyle,
Saygıyla,
Şiirle,