Alacakaranlık
Hep bu saatlerde oluyur ne oluyorsa,
Belki de, Alacakaranlıkta dünyaya gelmişim ondandır. Güneşin batışı yüreğime batıyor sanki, Bir daha doğmayacakmış gibi. Belki de, Gündüzün vedası,geceden korkmasındandır. Çocukken hepimiz korkmadık mı geceden? Bazen kurt gibi bakıyorum gök yüzüne, Düşünüyorum acaba neden? Ve niye ? Kurtlar uluyor ayı gördüğünde. Ayın hikmeti ne? Bekli de, Bu gizemi,yalnızlığı temsil etmesinde. Bazen nehir gibi olursun, Taşa çırpına çırpına akarsın, Ruhun yara bağlar, Yüreğinden damla damla kanarsın. Avuçlarını açar arşa kaldırırsın, Bütün kalbin ile Rabbine sığınırsın. Zora düştüğünde, Hiç kimseden bir farkın olmadığını anlarsın. Cesareti olan tebessüm eder hayata, İçinde tufanlar,fırtınalar kopsada. Asıl marifet, Zehir değil, Sevgi saklamakta dilinin ucunda. Hiçbir şey düzelmez ona buna ağlamakla. |
çekiyorsun' ellini benden
hep bu saatlerde '
yolcu ediyorum' seni
hep 'bu saatlerde
düşüyor' İstanbul 'gözlerimden
ve ben '
hep bu 'saatlerde
ölüyorum kirpiklerinin ucunda ..
sevgili kardeşim Vagif .çok duygusal çok hüzünlü bir şiir okudum beyaz sayfalardan tebrikler..