sensizliğe yuvarlanıyorum
yüreğime deli bir rüzgar esiyor
sonra sağanak yağdırıyor gözlerim yağıyor yağıyor bir avuç hasret kaplıyor tüm bedenimi sarıyor sarıyor.... ben yine kumarbazı oynuyorum cama yaslanmış alnım. gözlerim görebildiği en son noktada.. ayaklarım papatya yapraklarını eziyor yaptığım binlerce faldan kalma hayatımı kelepçelemiş tim hayatına gittin.. sürünüyorum işte peşin sıra uzaktan gelen her karartıyı sen sanıyorum gelmeyeceğini de biliyorum aslında yağmur damları çarpmaya başlıyor başımı yasladığım cama.. bende başımı vuruyorum cama her saniye ölen binlerce beyin hücremin içinde sen de kaybol diye mümkünatsızıklarla boğuşuyorum işte.. seni unutmak yada dönmen geriye... binlerce mil deviren gözlerim, fark ediyor ... bu karanlık , yağmurlu gecede , elleri cebinde yürüyen adamı... fısıldıyor ’belki’ diye ; kalbim, beynimin kulaklarına imkansız diyorum ... ama , göz bebeklerimi de ayıramıyor izliyor ,izliyorum sana müptela yüreğim çırpınıyor, çırpınıyor dayanamıyorum.. bırakıyorum kendimi bu yağmurlu soğuk geceye üstümde kısa kollu tişörtüm ve ayağımda terliklerimle koşuyor koşuyor yetişmeye çalışıyorum sanki geç kaldığım her şeye ve arkası dönük sen sandığıma yaklaşıyorum boyu senden kısa ama ; aldırmıyorum gecenin sessizliğine ismini haykırıyorum tam dokunacakken tökezliyor düşüyor, düşüyorum... uzandığım asfalt yolda sen sandığım bakıyor, bakıyor tüm duygusuzluğunu giymiş belli ki... dönüp gidiyor... ** ve ben düştüğüm yerde üşüyor titriyorum tüm bedenimle.. ama her hücremden daha çok... en çok kalbim yine... |
böyle birşey olsa gerek!
tebriklerimle...