BAYRAMLAR HATIRLARIM
Bayramlar hatırlarım
Uğrayınca bir sabah ömrümüze Bir çocuğun masum çehresindeki tebessümüyle çalar kapımızı Elinde şeker tatında sunduğu bir gün Ne bir dargın kalır dünün sokağından ne de bir küskün Kokusunda cennet Gözlerinde muhabbet En güzel libasını giydirirken çocukların vucuduna Renkli şekerlemeler döker küçük avuçlara Bayramlar hatırlarım Bir anenin hüznünü sinesinde saklayan Ve o hanede hüzün kokan Evladının eski bir ayakkabısı dahi olmayan Yalınayak uzanırken eski bir hasıra Hayalleride hemen sıkışıverir yanıbaşına Sahip olduğu tekşey hayalleri değil miydi zaten, küçük dünyasında Askıda duran tertemiz kırmızı bir yelek Üzerinde gecesinin renginden siyah bir etek Evde eskimiş bir tablo yağdan lekeli ama hayat kokulu duvarda Babam olsaydı der ,yarın bir harçlığım olurdu en azından Der, ve kelimeler kısılırken, gözyaşlarına yüklenir hisleri Yağlanmış ve kepeklenmiş saçını toplayan bir tokasınıda Her zaman bir yenisini eklediği hayallerine katar Ve ancak rüyalarında herşeye sahip olduğu uykusuna dalar Bayramlar hatırlarım Sadece ziyaretçin var seslerinin heycanlandırdığı dert yüklü odalar Demir parmaklıklar arasında gözleriyle kucaklaşan sevdalar Nasılsın bey, diye başlayan sonra da gözyaşlarına karışan umutlar Temiz çamaşırlar, belki de bir tepsi börektir burada bayram hediyeleri Ve zikri sabır olan karıncalaşmış ellerinden eşine uzattılan, Gün gün sayılmış ,gümüş renkli boncuklardan yapılmış, elişi tesbihi Ziyaret bitmiştir sözünden sonrada bayramın da adı kalır sadece Bayramlar ertelenmiş umutlar gibidir birikmişçesine... Bayramlar hatırlarım Gazzede adı unutulan Ve bu günlerde ağıt yakılan Masum bedenlere şeker yerine bombalar atılan Betonlar arasından cansız bedenler çıkartılırken Filistinli annelerin acılarına karışan Hissiz bayramlar Taş yığınlarının arasında can veren Ölenler gibi ölü bayramlar Tıpkı insanlık gibi Sesi ,soluğundan önce kesilmiş bayramlar |