Her Vedada BüyüdükAşkın oyasının şavkı düşerdi nehirlerime Ağaçların kara gövdesine yaslanınca sen Büyülü gözlerinin isyanı dağlardı içimi Ellerini dudağının ovalarına götürürken. Yalnızlık suları basardı göğsümün terini Işıkları sönmüş bir kentin sel/ası olurdum Avuçlarım kan olurdu, içerdim kehanetini Yoksul düşlerimde arasan beni bulurdun. Onurlu bekleyişlerin kıymığı acıtırdı bizi Ertelenmiş günlerin takvimleriyken sızı Mor sarılışlarımızın bitmeyen o yankısı Kavrardı aşk, çaresiz anlarda nabzımızı. Gözlerimiz birbirine kamaşırdı ışıksızlıkta Aynalarda donuk yüzlerdik asil fukaralıkta Kırılırdık birbirimize, atarken aynı damarda Biz, sabrımızı acıda sınayan dağlar gibiydik. Bütün anların yaşanmışlığına sığdık yine de Kendi saraylarımızın mahzenlerinde yitmedik Sıkıştık şu kocaman dünyanın ahir labirentinde Her vedada büyüdük, birbirimizden hiç gitmedik. Selahattin Yetgin |
Kendi saraylarımızın mahzenlerinde yitmedik
insan kendine bir engel koyamıyor
hele bırde sevınce bırını kendı engellerınden bır baskası ıcın vazgecmeyıde ögrenıyor nıtekım
anlamlı satırlarınıza tebrıkler
saygılar