çağ ve üzüntü
savaşın, çağın ve üzüntünün insanları
dirseğim üzerinden şöyle bir doğruldum ıssız kentlerden önce görüş alanından kovuldum tavırlarınızı üzerime alınmadım hiç galiz küfürler savruldu yüzüme önce güldüm ardından göğsümün sol kafesinden vuruldum can havliyle mezarlık kapısına koştum allak-bullak darma-duman olmuştum Filistinli çocuk yerine ölmeye geldim tanrım! sesimi yalnızca sana duyurduğum için mahvolmadım, kahrolmadım içimden duruldum yırtıcı bir kuş gibi çığlık basmaya yeltendim fark ettim ki ciğerime kadar hayat sahnesinin tozunu yuttum "bu kadar çok yalnızlık bende kafa yapıyor" suç duyurusunda bulundum Filistinli çocuklardan utandım yüzümden soyundum sen yaşayacaksan eğer Filistinli çocuk ben ölmek için duaya durdum.. |