NAFİLE
Bir yanılsamanın yankısı değil mi şu kulağıma çalınan
Uzaklardan akseden bir duyum sanırım Bir rüyanın çöküşü belki de; Öylesine ansız ve anlamsız… Kara kışın ortası Soğuğun koynu Ve sönmek üzere şu yandığını sana soba Sıcağa hasret ve odunsuz. Kavurucu bir yaz günü Sıcağın kavuran esareti Onca kalabalık varken etrafında Nasıl ki kalırsın insansız, Tutkulu bir düşün yansıması adeta Hele o içinde yaşadığım karanlık oda Yine sensiz ve yine ışıksız. Sen dedim de… Ninni misali sesin çağırmakta uzaklardan Öyle ya, bir tek sen kaldın Yarınlarımdan yadigâr Yapraksız ve çıplak o ağaç Nasıl yadigârsa sonbahardan… Sus pus bir ömür benimki Kanıksanmış onca günahın bedeli Belli ki güzergâhısın yolumun Şu garip gönlün tam merkezi. Tükenmekte mecalim Kim dost kim düşman Ne önemi var, Senin haricinde. Yarım kalmış soluksuz bir hikâye benimki Başı belli ya Sonu olmasa da nafile. Nafile her şey Nafile dünya Ve nafile tüm uğraş. Tut ki bir hayal Ya da koca bir yalan Desturum bellidir dünlerden miras kalan. |
Özlem Demirkaya &*.*&