YALNIZIM
Yalnızım
Çaresizim…. Kimsesizim……..vurgun yemiş duygularım Tek başımayım şu koskoca dünyada Geceleri sokak köpeklerinin notasız havlamaları Yolunu şaşırmış evimin tavanında yolları kesişen Yurtsuz kedilerin ciyak ciyak miyavlamaları Sokağımdan geçen ne sattığı ancak üçüncü tekrarın da anlaşılan Seyyar satıcıların cırlak cırlak bağırmaları Akşamüzeri arabaların korna ve fren sesleri arasında Oyun oynayan çocukların bağrışmaları Elektirik ve su sayacını yazan adamların Bastığı kapımın zil sesi Duyduğum sesler….. Bazen kapısını bad-ı sabadan başka çalanın olmadığından Yakınan FUZULİ ‘YE kızıyorum << daha kim çalsın kapını>> diye Rüzgarlar bile vurmuyor kapıma Yağmur dövmüyor penceremi Tül perdelerim bile kıpırdamıyor…. Evim mezarım oldu canlı canlı içindeyim Kim bilir belki de mezarım evimde farkında değilim Kirli ve dağınık saçlarım yağdanlık misali Uzamış sakallarım insanlıktan çıkarmış beni Koridorda ki aynanın üstünü eski gazetalerle kapattım Kendimi her gördüğümde isyanım artmasın diye….. Hafta da bir gün karanlık çökünce çıkarım mezar evimden Ekmek ve sıgara almak için Kendi mahallemin bakkalını geçer Uzaktaki , beni bilmeyen bakkala giderim ki Tanınmamak için…. Mutfağımda küçük sofram hep serili Öyün vakitlerini çoktan bıraktım Ne zaman arsız midem açlığın son raddesine gelirse Zift karası bir çay ile küflü ekmekle birkaç lokma atıştırırım Açlıktan ölmemek için…. En büyüğünden üç kültablam var Biri mutfaktaki soframın yanında Biri uzanıp yattığım koltuğun kenarında Biri de sürekli dağınık duran yatağımın baş ucunda İçleri tıka basa izmarit dolu Yorganım ve çarşafım hep sıgara yanığı gömleğimin olduğu gibi Evimin duvarları duman karası Parmaklarım is sarısı Ve her taraf genzimi yakan nikotin kokusu….. Yalnızım Çaresizim… kimsesizim… vurgun yemiş duygularım Yalnızlığımı en billur bardaklara doldurup Mezesiz çilingir soframı kurup Hayallerimle karşılıklı kadeh tokuşturup Ab-u hayat niyetiyle Terkedişliğimin şerefine yudum yudum içiyorum Çaresizliğimi en leziz çikolata misali Büyük bir heyacanla bayramlarda kapı kapı dolaşıp Şeker toplayan çocukların sevinci gibi Duygularıma ikram ediyorum Bıkmadan usanmadan her gün Kimsesizliğimi kendimden bilen En mahrem sır gibi saklıyorum……. Sevdalıyım … Tutkunum , vurgunum sevdalıyım Hemde kara sevdalıyım yalnızlığıma Korkuyorum beni bırakıp gitmesinden Sıkı sıkı sarılıyorum Kıskanıyorum herkesten Kimse görmesin kimse bakmasın istiyorum Yağan karlardan, meltem meltem esen rüzgarlardan, Çisem çisem inen yağmurlardan, doğan her güneşin ışıklarından, Havada uçan kuşlardan bile kıskanıyorum yalnızlığımı Bunun için sıkı sıkı kapattım evimin bütün perdelerini…. Gecem gündüze gündüzüm de geceme karıştı Takvimleri şaşırdım Mevsimlerim allak pullak oldu Her gece ıssız evimin sıgara dumanından karamış Nikotin kokulu duvarları En mahir güfteleri yazıyor, en içten besteleri yapıyor Sessizliğin sesleri yanık yanık icra ediyor Sadeca banim duyduğum aryaları Bazen bir ben daha çıkıyor benden İkiye bölünüyor şu zavallı beden Kimi zaman dertleşiyoruz kimi zaman sarılıp ağlaşıyoruz Kimi zaman kavga edip küfürleşiyoruz….. Dünya dursun dönmesin, zaman akıp gitmesin Kapımı kimse çalmasın,camlarıma rüzgar bile vurmasın Pencereme menzilini şaşırtmış bir kuş konmasın Evime güneş ışığı dolmasın istiyorum…. Yalnızlık sevdam Hemde kara sendam benim Sevdamı kimse benden almasın Evim mezarım olsun ya da mezarım evim olsun Mezar taşımda adım yazılmasın Bir fatiha okuyanımda olmasın Yalnızım Çaresizim Kimsesizim Kimse yalnızlığımı bölmesin Kimse çaresizliğime derman bulmasın Kimse kimsesizliğime yaren olmasın Sevdam bana kalsın Evim mezarım olsu istiyorum. |