KİBİRLİ GÖNÜLLER
Bir çiğ damlası düşer yalnızlığın alnına
Üşür beden, ürperir… Titrer, Soğuk bir duş etkisi altında Boşluğa, karanlığa ve umutsuzluğa Masumca sallanır boş kalan eller, Bir ufuk çizgisinden başka görmese de Yine de bakar kalır yollara Islanmış ve donuklaşmış gözler… Kaybedişin çaresizliğidir yaşanan Bilinir ki geri gelmez giden günler Ve yürekler mahzunlaşır Boynu bükük, derbeder Pişmanlık kuşatır dört bir yandan Ruh gömülür karanlığa Yine de yatırıp gözlerini ıraklara Mazide kalmış anılarını özler Oysa ardına bakmadan gitmiştir dünler… Şimdi zaman akarken sonsuzluğa Ve teslim olurken masumiyet Nafile ve amaçsız dönerken dünya Sessizce kopar dimağında kıyamet Feryat eder aşk bağında bülbüller Bir pişmanlık harında kavrulacaktır elbet Sevdasını inkâr eden, kibirli gönüller… |