23
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3034
Okunma

Bakmıyor çeşm-i siyahın
Lale devri geldi geçti
Nerdesin
Söz bugün salına salına gelip
Kondu pencereme
Sabahın dudak izleri kalırken alnımda
Sarmaşık gülleri kokusunu bıraktı
Sen kokan odama
Dokunma
Yanarsın kibritsiz alevlerde
Dokunma dağılırım
Sonsuzluğa açılan düşlerde
Hangi sultan kalabilmiş tahtında
Fani dünyada
Hangisi mutluluğu yakalamış bir ucundan
Agra’nın Şah Cihan’ı
Tac Mahalin
Ercüment Begüm Banu’su mu
Ey gönül
Oysa meçhulleri saklar izbeler
Suya inen aksinde saklanmış
Hayallerim ve umutlarım
Hoş sadalar yükselirken arşa
Bir hıçkırık gibi düşer ruhum seninle
Yıldızlar gece büyür bilmez misin
Gözlerim
Yağmur sonrası toprak
Buğusu henüz kalkmamış
Sevdalı bakışlarda gizlenirim
Yağmura gebe bulutların sancısı mıdır duyduğum
Söyle
Şimşekler midir bu seslerin özü
Bilmem ki
Karanlıklarımı aydınlatırken
Bu can yakışlar da ne
Yıldırımlar düşürme ne olur
Hassas yüreğime
Yetmez mi ettiğin eziyet
Neydi kavlimiz
Neydi o niyet
Devasız bir illet
Suç kimde
Ey zalim
Söyle
Eylül GÖKDEMİR... 27.OCAK.2008
bU ŞİİRİN DOĞUŞUNDA EMEĞİ OLAN DEĞRLİ ARKADAŞIM AVUKAT ATTİLA YAVUZ’A TEŞEKKÜRÜ BİR BORÇ BİLİRİM.