BİR SANDAL
sularla çevrilmiş adaların yol güzergahında,
mavi bir sandal dalgalara diş bileyerek geçiyor yine bu güzergahta bir kıta keşfediliyor, nice ümitlerle geçiyor içlerinden, kuruntusuz bir sandal geçiyor içlerinden... alnına sürüyor göğü, alnı apak; alnın da bir gökyüzü alnı apak savunmasız bir halde koşuyor adalara sandal, prangalarla çevrilmiş bileklerinden aksayarak koşuyor.... düşüyor kürekler suya; suda oluşan binbir çeşit halka bir şiir çıkabilir hemen şurada, dalgaların arasında ve dımdızlak ortada kalabiliriz biz , büyük bir ihtirasla ellerini sallayıp yürüyor sandal, heybetli dalgalar arasında koşuyor sandal, yürüyor sandal; büyük bir ihtirasla... ellerimiz eski bir tekke zaviyesinde mahkum kalmış gibi seyyahlar yoldan dönmüş, heybeleri bomboş, karınları aç sularla çevrili sahraların yol güzergahında, kızgın bir saç kelle koltukta bedeviler at üstünde ve aç karınlarıyla kumda geziyor sularla çevrili sahralarda sandal, yürüyor sandal... kristal yağmurlar yağıyor üstümüze ve hala sandal yürüyor bir millet göçüyor beyaz zambaklar ülkesine, sandallar ile nuh aleyhisselam yürüyor, sandal yürüyor, ülke yürüyor.... ve bir insan keşfediliyor onca güzellikler, onca nimetler içinde cudi bir tepede bakınıyor gök rahmine, küflenmiş tahta kürekleriyle bir sandal süzülüyor mavi düşlerde, bir sandal yürüyor, bir sandal... Zeki Altın ’’Bu şiir NUN edebiyat dergisinin(2014 Haziran-Temmuz) 14. sayısında yayınlanmıştır..’’ |