TURNADAN ÇOCUK
Ve bir turna konar saçlarına
sen ütopyalarda gezinirken. Ayağında gümüşten halhallar sonra bir çiçek secdeye varır seni görünce, ahenkli ahenkli gülüşür kediler; avazı çıktığı kadar öter altın renkli serçeler. Bir sokak başında kaderine terk edilir; nerede olduğunu bilemeyen ufak bir çocuk.. Elinde acılarından yapılma bir oyuncak, ve alnında karanfil savrukluğu... Şiddete meyilli bir kahraman gibi, babasından kalma iç korkusu... Kime baksan hep eksik bir sancı, yüreğini doldurmaya varmadan; içinden geleceğe açılan umutsuz kahrı.... Kekremsi tütün yaprakları arasında, dolaşırken bir gece vakti hülyalarda, elleri kış soğuğunda; gözler ayaz... Bugünün ertesi dün ve ‘gelecek’ bir gün mutlaka hüzün. Martılar, martılar, martılar... Gurbete çıkan uhrevi kuşlar. Bırakmayın çocukları kanatlarından, bir savaş gecesi düşmesinler yıldızlardan. Önlerinde oyuncak; yüzlerinde umut, ölmesin içimizdeki masum çocuk... ‘Zeki Altın ’İbrik dergisinin Mart-Nisan 2014 sayısında yayınlanmıştır’ |
yüreğinize gönlünüze sağlık
selam ve saygılar