Gemileri yakıyorum babaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Yağmura taçlanmış bulutlar gibi/
Ölüme nikahlandın baba/en verimli çağında..." “Burnumda mazot kokusu/ Keşke diyorum/görmedin Bu zalimliği ve okumadın Şiir kokan yalnızlığında Yanık oğlunun içselliğini…” Kavruk mayıs sadeliğinde Sözleri unutmuş yüzler Yıllardır kopçalı benliğim Ve bir devre yaslanmış adım Senin eserin/parmaklarımda Yüreğimize çizdiğin resim kaldı Oysa! Naylon terliklerle koşmuştum Hasta dediler senin için/ Sarmak için kollarını Beyaz saçlarında bahar Terinden tenime geçip Uyanmak çiy sabaha Uyanamadın… “Ayaz düşmüş çocukluğum aklımda Yetim bir çocuğa atılan bakışlara inat” Bu mevsim bitti; Sen gidince kapılar Ardına kadar açık Çiçekler eğik Sözler süslü Tekrar geleceğinin şenliği evde Hiç görmediğin torunlar var Bir gürültü ki sorma Anlatıyoruz/ Resim yüzlü bakışlarını Onlara… Bakın çocuklar! Bu adam emeğin sevdası Umutlarını harcadı yedi çocuğa Direndi yol başlarında/ Alın terinden kasketi Ceplerinde gurur Taşıdı yıllarca Bu eve… Duvarlar onun kokusu Boyansa da karaya soluk Zalim tütünlerde son bulsa nefes Şimdi mezar taşında Sevilen bir ölüsün Ve kalbimizde gömülüsün Gemileri yakmıyorum artık baba Dumanı canımı acıtıyor Yetim kalan tüm çocuklara… |
Deseydiler ki bir gün
bu kadar dik durma
dışarıya ördüğün surun da bir yıkılma vakti olacak
ve sen
tüm yetim çocuklara
şiirlerin mısralarıyla ağlayacaksın
rahmet olsun babalarımıza
mekanlarının cennet olması umuduyla
saygıyla