Su/sayalım bu günü,
Aktı diyelim
Çocukluğumun yamalı pantolonundan aktı.
Ve düşlerim hala tutsak bir gemide mülteci yolculuğu,
Bir liman bulsa sığınmaya…
Can havliyle,
Kendimi bir şiirin ilk hecesine attım,
Ne olur koru beni,
Ne olur sakın beni gözü dönmüş dünyadan,
Bir kitapta,
Bir öykünün ardına gizle beni,
En kötü figüranlığa razı yürek,
Dehlizde beklemeye,
Filmin sonuysa ölmeye…


Su/sayalım bu günü,
Aktı diyelim,
Siluetimi çizdi bir aşk, kutsal güneşe,
Kendini bilmez ressamlardan el ürünü,
Yıldızlara recmettirdi bedenimi,
Belletti kozmik, sarhoş gök taşlarına,
Belki coğrafya diyecekler buna da,
Ya da gök bilimi,
Ve ben hala kırmızı donlu bir göğün gölgesinde,
Umut diyetinde,
Öyle çaresiz,
Öyle umarsız,
Yağmur beklerken,
Tutuldum dolu(na)ya.
Düştüm yerle/bir arasına,
İzmarit gibi ezildi bedenim tatmin seanslarında,


Su/sayalım bu günü,
Aktı diyelim,
Haddime hakim bilirdim kendimi,
Bildirdim haddimin mal beyanını,
Gebertmeli, canını okumalı benim,
Yüreğimi itlere yedirmeli,
İndirmeli bayrağımı,
Forsumu yerle bir etmeli,
Araf’tan atmalı,
Zamanın her hangi bir noktasına değil,
Milattan önce çürük bir kavme satmalı,
Yok pahasına değil,
Ucuz düetlere takas.
Rüya etmeli beni, gelip görmeli
Gelip görmeli.




Nöbetçi_Piyanist