Cennet Hayal-Düş Bize…
.
İster ülkeyi bölsün, ister mülk için ölsün, Sayın Başbakanımız, ne eylerse hoş bize… İster mantıklı olsun, ister “Kitap’tan” gelsin, Ondan başka bir kimse, ne söylerse boş bize… . Ağzı Allah diyeni, hakikatli kul saydık, Sarık cübbe giyeni, tutunacak dal saydık… Yakın tarihimizden biraz ibret alsaydık, Böyle bir “taht” aşığı olamazdı baş bize… . Etmek için “barışa” bölücü iti razı, Ödül ile döndürür “Devlet” her itirazı… “Gönlümüzün sultanı” esip tozsa da bazı, Sabır-sebat onlara, oktan sivri diş bize… . Kader değil de nedir, mensup olmak bir ırka, Arap’ı öven “İslam”, niye karşı ki Türk’e… Yalnız soysuzdan değil, giyip bir fes, bir hırka, Şuurunu kaybetmiş Türk’ten gelir taş bize… . Arza ışık saçarken, “kâfirlerin” elinde, Bilim sakız sadece “müminlerin” dilinde. Meyve olmaz kuruyan ağaçların dalında, Medeniyet yolları çamur-çökek, yaş bize… . Yargımız var, hukuka sahip çıkmaktan aciz, Ordumuz var, rahatsız edemez hiçbir taciz… Canımız merhametsiz bir mermi kadar ucuz, Sanki vurulsun diye, verilmiş bu döş bize… . Gözlerimiz bir türlü, hile-hurdayı görmez, Sözlerimiz bir türlü, yalan-dolanı yermez, Yüzlerimiz bir türlü, yüzsüzlükten kızarmaz, Sevap gibi görünür, günah olan iş bize… . “İnanıp iyi işler koymak varken ardında”, Çoğu şeklen Müslüman görünmenin derdinde… “İnsanlıktan” çaktıkça, şu imtihan yurdunda, Korkarım öte yanda, cennet hayal-düş bize… . Veli BOSTANCI |