Ağlayan Surlarındayım YaşamınSargısı kemiğe kaynayan soylu bir yaradır yürek sızım Dağıldıkça örselenen yumaklara geçmiyor gönül nazım Durgunluğunu unutan nehirler geçiyor göğsümden Kancık kavgalarla isyanlara karışıyor aşk harcım Devrik günler tükeniyor sevginin takvimlerinde yar! Gelişini beklerken azalıyor gözümdeki şavkım Dalganın sırrını içtikçe dağılırmış taşın özünden har Hicaz anların şahidiyken biz, saçlarımızı okşar rüzgâr Eski ve vakur masallar biriktirir ceplerinde çocuklar Yırtık ceplerimizde yaşanmamış anlardan kalan anılar Kırık pencereli trenler kömür taşır cennete durmadan Akar iken tersine ömür, musallaya aşkın gözyaşı damlar Sığ suların sesi dolduruyor ruhumu Mayısın son demiyle ardına devriliyor günler Heba edilmiş aşkların panayırlarında Eski sevdaları eşeliyor insanlar Dudaklarında yosunlu türküler Her düşünüş başka masal, başka bir mevsim ah! Özlemin coşkularıyla dağlardan düze iniyor miller. Güneşin nazlı huzmesini eğiriyor yaşlı bir kadın Duvar diplerinde sevişiyor ihtiyar bedenler Kırışmış avuçlarında ayaz coşkular Yanık bir ömür yaşam ruhlarında Evliya mevsimlerin hoyrat karelerinde Mutluluktan çok pişmanlıklar Unutulmuş sarılışların hanlarında gece Susuz dudaklarında nikotin sarısı pişmanlıklar Aşk kıyım bir hebaymış yürekte Ağlayan surlarındayım yaşamın Mutluluk henüz bulunamamış bir damar. Selahattin YETGİN |