BİR ANKARA DÜŞLÜYORUM
Bir Ankara düşlüyorum
Serilmiş gözleri önümde O masum gülüşü hala yüzünde Uzanmış sırtüstü, aklı gökyüzünde Yağacak yağmuru gözlüyor bugün de Ne bir defter, ne bir kalem var elinde Islanmayı bekliyor o halde Bir Ankara düşlüyorum Titrek bir mum alevinde Hazırlanmış, belli ki romantik bir akşam yemeğinde Süslenmiş, püslenmiş; pırlanta, kolyesi de kupesi de Gelir şaraplar, yıllanmış mahzende Güzel kokular yayılır, ne var acaba yemekte? Ay parlıyor, bu gece mihrap yerinde Bir Ankara düşlüyorum Sokağa çıkmayıver, bu sefer de Fonda bir müzik “Nazende Sevgilim Nazende” Yürür mü bi daha Sakarya’da, Karanfil’de Güvercinler yine mesken tutmuş, pinekliyor, Kocatepe’de Ezanlar okunuyor, İsmail Coşar var minarede Bir Ankara düşlüyorum Oynamadan durur mu yerinde Pavyonlar dolmuş, taşmış; Maltepe’de, Cebeci’de “Ankara’nın Bağları” çalıyor her yerde Yine meclis karışmış, yeni bir kanun çıkacak herhalde Her yer kırmızı siyah; Gençlerbirliği bu maçı alır, bir sıfır önde Bir Ankara düşlüyorum Bembeyaz gelinlikler içerisinde Her yer beyaza bürünmüş; anlaşılan okullar tatil Çankaya’da, Yenimahalle’de Çocuklar tutmuş yokuş başlarını; kızaklar, poşetler, ellerinde Bak Cemal Safi ne diyor “Telefonda Sen” şiirinde; Ne söylersen söyle, sen ne dersen de! Anlat düşmanımı düşte görsen de! HAKAN AYDIN |