MECBURİYET CADDESİ
Kalabalığın içinde yalnızlığı tüketen insanlardan(ım) utanırım
Bir hiçliğin yok oluşu temsili piyesi Ama gururlu ve vakur … Tıklım tıklım hıncahınç dolu vapurlar Bağıra bağıra kendini yitiren seyyar satıcılar Elleri dumanlı minik kedi yavruları İnanmakta güçlük çekiyorum, nasıl bir yer burası? Yeryüzü dedikleri lebi derya Kiminin havası, kiminin sesi Bırakır akla hummalı bir ten izi Kaldırsam yerinden Ege’yi Fırlatıp atsam bir yerlere Karadeniz’i Durulur mu bu akan sular? Irmaklar çekilse gitse Yağmurlar terk etse gündüzü geceyi O zaman gelir akla gökkuşağı da neyin nesi? … Dibi derin kuyular kapkara uzun Fezayı bile kaplar Sanem, siyahlar aynadaki son yüzün Kibir fikrinin yansımasıdır düşün Perde kapandığında kaplar her yeri keder ve hüzün ... Sıyrılsa toprak çimenden Yırtılsa yürek derinden Çıksa aklım yerinden Unutmak iyi gelir her şeye bazen … Şimdi o yerde Mecburiyet caddesinde Aklımı bıraktığım yerde… HAKAN AYDIN |