çıkarma sakın! ayakların kokar şimdi çıkarma da öldürme/sin daha fazla çoraplarının mâsumiyeti bizleri!..
devingen sarnıç gibi sarmak istesem ellerimi azotu bol keskin bir bıçak acısı ansızın çöken akşam kurnası kesilmiş hayatın damarları ah ile bezeli bir vaktin Karun pınarları şimdi körebe sobeler gibi...
daralıyor giderek boğuyor beni canını yaktığım soba! asılsız sonelerle düşüyor g/ardım sabote yanı halli paskaralar yüzüyor içimde tanrım kıskanç şeytanların adı okunuyor bir iniyor bir çıkıyor dev/asa ritmi sırtımda garip üşümenin o yangın iklimi ’seni kimler aldı’ diye başlayan ezgiler kaybın zararı ikiyle çarpılır diye uzun adımlarla yürütüyor beni!
telâfisi uzun zamana tabii nicedir gamzelerden kızaklanmamış buğu varlıkla çalkalanan dumur hâli yağmura değer gibi çisil çisil bohem taneler içi boş yalancı mantılar gibi sesi annelerin kendimi aşmakta zorlandıkça her günüm pazartesi sanki neredeyse nebuladan ırak insanlık ekseni garlar gibi kalabalık dehlizler yüzlerde binlerce an’a asılmış askı izleri humma gibi titrerken sükûnet bu kelepir çıplaklık fısıldarken bir tek seni...
ah cennete dek mi dediler, kaz yeri kalpazan uykuların uğrak yerlerini bozbulanık kısa etekli rüyâlar gör eşikten çıkma muğlak vakitlerin ertesinde her düşüşünde kimliksiz saç sakal düşsün önüne -yine de ölme, ölme, ölme- içinden içine bir tutam karbonmonoksit çek enfiye niyetine arzdadır yine , sûfi yangın sayhaları ricadın merkezine bir gitme icâdın var ki; alışkanlık ötesi ne illet inâtlı bir yansımadır bu dikayak ne dikiş tutar ne de pansuman, izleri!
çizmesiz çulsuz bandıralar uçuyor bak garezi çaputa bağlanmış ah havadan sudan medet ummak eksenli g/ötürü hayat bir rüzgâr uğultusuyla yayılıyor çığlık çığlık siren sesleri uzun saçlı ince giyimli ve zerafetten eksik hayalin nice ummanlara gebedir bilsen ne söylemler keser artık ne de falçata kapkara gözlerindeki kömürî sesi
neden soldun siyah karanfil ne oldu sana yer altı çiçeği hani vardı ya yoruldu mu yoksa hayâllerin ne oldu şimdi!
var kayıtlarında yoksun yine bak, bir tren daha gitti! kahretsin! . . uyan vardiya/n bitti!..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Son Vardiya şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Son Vardiya şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
neden soldun siyah karanfil ne oldu sana yer altı çiçeği hani vardı ya yoruldu mu yoksa hayâllerin ne oldu şimdi!
var kayıtlarında yoksun yine bak, bir tren daha gitti! kahretsin! . . uyan vardiya/n bitti!..
Harika dizeler kutlarım.Tebrikler.Mekanları cennet olsun.Zaten onlar hergün mezarlarını kazıyorlardı ne zaman son bulacak sadece bunu kestiremiyorlardı,ölüm tepelerindeydi.Mükemeldi.Selam ve saygılar...
neden soldun siyah karanfil ne oldu sana yer altı çiçeği hani vardı ya yoruldu mu yoksa hayâllerin ne oldu şimdi!
var kayıtlarında yoksun yine bak, bir tren daha gitti! kahretsin! . . uyan vardiya/n bitti kutlarım hocam kaleminize sağlık Allah mekanlarını cennet etsin saygılar üzgünüm çok
çorapları delik
çizmeleri kir içinde....