Göğsüme Sığmayan Telaşın Sesi
bizimle aynı sözleri paylaşan gece
yumuşak hayallerini açarak yanıma gelen paslı harfler duymayı diliyordum oysa ışıl ışıl parlayan yeni bir yıldız gibi dudaklarımı ürpertiyor geçmişiniz defterlerin arka sayfasında saklı gümüş pencereler ve onların boşluklarına sarkan dallar oyalanıyor hala kimin içindi sevdanız okşadığınız zaman kimin içindi üst üste gelmiş aşk şiirlerinin böyle uzun yaşadıklarını bilmiyordum hatırlatıp duruyorsunuz eski bir kelimeyi anıyorum tekrar edip unutabilmek için kendimi tutunuyoruz varlığına dünyanın bugün gibi durmadan saçlarıma değişin yarın gibi rüyalarıma giren yeşeren ümitlerim azalıp yalnızlığını öpüyorum göğün yağmura karışan dalgın çiçeği yeniden tutuşmuş renkleri ile bize satan yalancı karalıklardan dinliyoruz neden böyle bedensiz ve güzelsiniz göğsüme sığmayan telaşın sesi geçiyor rüzgarların üstünden. |