ağlayan ney'in sesine gizlenmiş küçük bir çocuğum ben
bakmayın kocaman ellerim olduğuna
ve kocaman bir yüreğim her defasında adaklara kurban edilen çobanın bile unuttuğu sürüdeki tek kınalı kuzuyum üzerime uzanan ellerde bıçak kokusu çığlıklar atarak giden kara trenin kaçak yolcusuyum ben tek bekleyenim yoksunluğum dağ bayır yalnızlığa gidiyorum üvey yüzlü istasyonlardan geçtikçe umudum savruluyor mendilimden vagonlarca çoğalıyor yüküm bitmeyen seferlerde dirhem dirhem azalıyor ömrüm sahipsiz ruhum öksüz bekleyişlerden bıkkın ait olduğum bir yer olmalı ben de topraktan bir canım beni de doğuran bir kadın vardı türkü dilleri süt kokan başı örtülü elleri şefkat saçan kadın adı anneydi benim annem ah nasıl tütüyor burnumda senin kızartığın ekmeğin kokusu ne güzel şeydi seninle açlıklardan dönmek soğuklarda üşümek nasıl da severdim senli dünyayı şimdi yıldızlarım yok anne izbe köşelerde ışıksızım keşke kuzum diye okşamasaydın hep başımı yokluğunda çok kanadım yadına düştüm anne ama bekle beni az kaldı aslında beklediğim sensin ölüm gelip alsan kollarına sussa ney sen geçsen içimden usulca bitse bu zulüm |
''Ney,yarinden ayrılmış olanın arkadaşıdır.Onu üfleyen, neyin yeteneğine göredir.Neyzenin kudretine göre değildir.''der.Mevlana.
Beni tanıtan yazıya '' neyzen o'' diye yazdım.Şiiriniz bu yüzden dikkatimi çekti.
Diğer şiirlerinizi de okudum.Çok güzeldi.Ney nedense bende hep ayrılığı çağrıştırmıştır.Her türlüsünü.Anne,memleket,çocuk gibi..Beni de ağlatır.
Çalmaya çalışırım da zaman zaman.Aynı duyguları yaşıyoruz demek ki.Çalışmalarınız da başarılar dilerim.
Sevgi ve selamlarımla.