ah bu gitmeler
birazdan kapının kulbuna uzanacak elin
hani gideceksin ya az sonra işte bak geldi yine iki bulut ve yerleşti gözlerimdeki bebeklerin yanına dayanmalılar kocaman yaptım bakışlarımı iyice açıyorum yelkenlerini alsınlar rüzgarı kapanmadan perde sen çıkmadan benden dışarı bir tutabilsem kendimi dökülmese muson yağmurları elimde değil utanıyorum sus ve dik dur dedikçe kendime büküyor belimi seni arkadan görmek adım adım uzaklaşmanı izlemek ne feci manzara bilemezsin her defasında yine aynı yerden acıyor canım alışmak zor diyenler haklı alışamıyorum biliyorum yine geleceksin ama ah bu gitmeler öyle acımasız ki zaman ellerim avuçlarının sıcağında bir nefeslik kalıyorken yokluğunda savaş yorgunu bir kağnı gibi sanırsın ağır yaralı haydi git artık içimden taşan şeyler sürüklemeden bizi sensizlik nefret ettirmeden senden isyanım çirkin bir çocuk doğurmadan gelsin yağmurlar yıkasın öfkemi |
Duyguların en yoğun andaki hüznün resmedilişiydi.
Güzeldi, tebrikler...