Yağmur...Ah yağmur, yine yağmur ve yine hatıralar Çisil çisil bir akşam ve toprağın kokusu Bir lahzalık saâdet nasıl böyle yaralar Ya neden kısa sürer iftirâkın uykusu Hani sen kızıyordun, eğlenirken halinle Gördüğü her çukurda birikip kalan sular Nâralar atıyordun; ’Ey bulut beni dinle Güneşe yürüyorum varsın kararsın sular’ Pek mutluydu saçına yuva yapan damlalar Kâh güldü kâh ağladı bu âlemin siması Anlamına kavuştu nevri bozuk imlâlar Aczine yansın kelâm buydu aşkın teması Yormasın cümleleri, gidişini savunmak Varlığın her iklimde yüreğimin mihmânı Hangi acıya devâ seyredip de avunmak Pencere arkasından, akıp giden zamanı Adımlarken isyânla mâziyi ayakların Kendi içine ağlar gönlün kırılgan neyi Söylemez mi bir daha titreyen dudakların O yağmur damlasına fısıldadığın şeyi .... |