...Ve Kadıniki elin avuç izinde yoldur çizginin alın terine düşen kadın eskiyen yamaların teyeli can kırıklarına dikiş yüzüğü giydirilmiş zıbın beleği sırtında dik yokuşu, düş eyleyen belki çoban belki de çoban azığı iki tufan arası umuda gark olmuş dil sancısı ve kadın doğurgan ırmağın kısır yatağı gölge gitmez ovanın kumsalı balta kesmez ormanın hadım meyvesi ki tek tohumdur düşen yaprağından dünya denilen cennetin ayakları altında ezilen ki... kadın avuçları içinde ayetleri sure sure/ elif elif cüz edip toprak ananın yüzüne süren yıldızlara semah eden güneşin ışığıdır geceden... inceden... ve kadın gök kubbenin başına taç-mahal yuvasız kuşlara göç kılar bedeni renksiz boya/ fırçaya tuval secdesi hep sevgi hep sevgi... küçük yüreğine dünyaları koyan Ümmü AŞCI ÜMA |
gök kubbenin başına taç-mahal"
Ne kadar yerinde bir teşbih
Kadını Tac-Mahal üzerinden tasvir etmeniz.
Yeri gelmişken;
Ercümend Banu Begüm hanımefendiye de Allah'tan rahmet dilerim
İsim bile ne kadar karizmatik ve muhteşem.
Türk tarihinde öyle ihtişamlı kadınlar vardır gerçekten
Sözgelimi Timur'un kendisi han sülalesinden gelmez ama hanımı Olcay Türkan Hatun soylu bir aileden gelir ve at sırtında uğraşlara bile katılmıştır.
Kadın bana göre yeryüzünün en büyük güzelliği de
Maalesef benliğinin derinliklerine adeta çimento dökülmüş
Yahut şuur altı kireç kesmiş insanlar ve sosyal kesimler dünyanın her yerinde var.
Çok güzel bir atasözü de vardır ya;
"Bir erkek yetiştir bir kişi, bir kadın yetiştir bir aile yetiştirmiş olursun."
Saygı ve selamlarımla.