Sürünüp Gitmek
Bir gece yarısı seni beklemek
Sesini duymak, yüzünü görememek Haykırmak duvarlara, Ölmek isteyip de bir türlü Ölememek. İdama mahkûm dünler, ah! Çılgınlığa taş çıkarırdı çılgınlıklarımız Birbirine kelepçeli gözlerimiz susardı saatlerce Hiçbir anahtar çözemezdi bizi Duvarlarda yankılanırdı ıslak kahkahalar Fısıltılar önünde dize gelirdi karanlıklara saklanmış kasırgalar Gece susardı. Sıcaklığını hissetmek vardı ya Yanağım bir türlü uyuyamadı avuçlarında Hayaller hep hayal kaldı, hayale kaldı Uyudu uyanamadı. Bir gece yarısı seni beklemek Karanlığın en kuytu yerinde hatıralarla kucak kucağa Dikenli teller ortasındaki gülü görmek Uzanamamak, ah uzanıp koklayamamak Bin ömrü yaşamıştım seninle Bin kez ölüm demek bir kez yanağını okşayamamak Boynu bükük bir köşede Ölüm gibi sensiz geceleri beklemek… İsyanlara kalkan bayraklar vardır içimde bir yerlerde Sahipsiz davalara hükmederim Tarafsız kalır Ben tekleşirim, yokuşlar tekleşir Ve bilirim yine aynı yerdedir ölüm Ve yine sensizleşir. Yürüyenleri seyrederim unutmak için Tekerler döner, kornalar çalar Seslenmeler yankılanır etrafta Tozlu bir rüzgâr eser Seni yüreğime basar unutmayı unuturum Beynimde belirir belirmez Hemen koşar Yanına otururum. İç çekerim nefesinden uzak, Yağmur hücum etse bile kurşunlarıyla ne yazar Yüreğime işler mi seni tanımayınca damlalar Bir tek gözlerim vardır zayıf, bir tek gözlerim biçare, Utanmaz Gördüğü her gelin arabasının ardına Bağlanır, sürünür gider Sürünür gider. Turgut Uzdu (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |