GEÇTİM
bu sefer hayal değil gerçekti
-o sokaktan sen geçtin diye geçtim, sen çoktun ama ben hiçtim- çünkü henüz gençtim. ağır ağır merdivenleri tırmandığın o yokuşta, durdum dinlendim. kalktım, gittim, geldim. üzerime sinen şu şehrin kokusunu deştim, deldim. kızardı yanaklarım güldüm, geçtim. bakire ellerim kirlenmedi hiç senin zemheri soğuk kalbine dokunmadı hiç. sevdim, geçtim. eskiler sevince şiir yazardı dilin ucuna gelen her neyse söylenirdi söyleyemedim. duruldum, seçtim. şiiri boncuk boncuk alnından döken bir adam sevmekti harcım ama Allah büyüktür sana geldim. yük gemisi kadar gösterişsiz tren yolculuğu kadar yalnız ve camına yaslanmış bir çift gözden serin baharları derledim, topladım, yektim. insanlar bilmez onlara sormadım zaten gün batımı üzerime saldırırken son iki mısrayı eklemekten vazgeçen yine ben. ayın 1’den 10’nuna hergüne bir şarkı süsledim ve kahretsin çalmadı gramofon. rabbim sevdim soranlara dedim ki; yazdım, çizdim, kestim. olacak olanlara olmuş olanlara olmayacak olanlara dair düşündüm, dirildim. Bu kalp; 1000 türlü hesaplaşmadan küf tutmuştur bilirim. ama sorumun cevabını vermiyor kimse "kötü bir anlatıcıyım oysa ben" ve ne zaman ayağım yere deyse bir daha bakamıyorum gök/yüzüne. öyle her şairin kanatlarına güvenip uçuşa geçme kuş koymazlar yoluna onlarla sözleşme, dikilmezler gençliğinin önüne. kızma, kaşını çatma şehre ürkek girdim cesur kaçıyorum. sen/siz mesafeleri sessiz solluyorum. kahretsin insanlar bilmez sana bırakıyorum. koyu siyahlı. |