sana geleceğim
yorgun sesinden bir çocuk sesleniyor,
sana geleceğim günün batımında ufka bak, gülümseyeceğim sahtelik basiretim de düğüm düğüm karanlık örüyor duvarlarımı bir hikâyeden daha paslı hayallerim. mevsimler hep kış bunun adı melonkoli Farid Farjad kemanı bırakmış, hiçliğe kapı aralamış şairin kalemi. ki rüyalarım var elimde, mektuplarım güneşe sevdalı çocuklar için papatyalarım. okuduğunda üstüne alınmayacağın şiirler birde. basık bir kulübenin içindeki rutubet kokusu gibi, sandıklara kapattıklarım. sene 90’lar göz kapaklarım yoksunlar sana gelmiyor yollar geç kalmış mazlumlar, ahı sinesinde kalmışlar. ayrılık kokusu vermiş dokunduğun uzaklar. gidemiyorum umudu kes demişsin yaratıcının yerleştirdiğini, senin demenle bitiremiyorum. çayınla demlediğin o sözün fikrimde kalmış aksi yüzün tepelerden seyrettiğin şehirler, kilitlenmiş içinde biraz hüzün. kısaca, kısa kestim. kalktım şairlerden ismet özel’i seçtim. yakışmayan bir elbise giyindim üzerime gözlerime sevdadan kara sürmeler çektim ağlayınca çirkin görünür ya hani ağlamak için çirkin görünmek için sevdanın karasında sevdadan kara sürmeler çektim. gördüm ki; yıkık tüm şehirlerin anası biraz gri biraz kapalı bir Ankara havası gömdükçe hazineler çıkaran bir sır odası gökyüzünün sonsuza varması şimdi söndür ışıkları bu şiir, bir istanbul hatırası... |