yoklama beni nisanboşuna sunma bu cana envai çiçeklerini sarı renkler yüreğime oturmuş benim ayrılıkların en güzelini tattmışım ekime on kala hemde kaç nisan bir eylül eder ki fısıltılar söylersin soğuk taşlar arasına nağmesine titremez hiçbir yatan kabayelden derin telden çalsan da o pastellerin uykusundayken divanı bekleyenler kaç sarmaşık kolun bir ölüyü dirildir ki biliriz sahte süslemelerini kentleri obaları senin aceleci peykler salırsın aşka çoğalırken dilek ağaçlarında çaput ve düşek taşlarında mumlar yandıkça hazan aylarından başka kim doğruları söyler ki kasım |