Neredesin İnsanlık?Gökten yeryüzüne ölüm düşüyor; Gömülüyor başlar, gözler saklandı. Sürünür insanlık, akıl üşüyor; Yanıyor düşlerim, buzlar saklandı... Caniler yatıyor can pususunda; Hedefine düşmüş körpe bedenler. Kurşun yakaladı kan uykusunda; Can suyu kurudu, soldu fidanlar. Asrın cellâtları can biçmekteler; Kızıla boyandı vicdanın rengi. Saplanmış dişleri, kan içmekteler; Bombayla çalıyor yamyamlar gongu. Kan giyinen gurur dehşet saçarken Sustu medeniyet, seyrine daldı. Feryatlar semaya doğru uçarken Acı, düştüğünün bağrında kaldı. Kayboldu merhamet, hisler tarumar; Medeni dünyanın vicdanı kara. Diril, kalk ayağa; ağlama zar-zar, Fırlat yüreğinden yiğitçe nara. Zaman ağlamakta, kan rengi tarih Devrin kargaları üşüştü cana. Zulmün baltasını sallar bir güruh Dehşet kusmaktadır her gün cihana. Saldırıya maruz insanlık: Daha Sen-ben kavgasından bıkmadınız mı? Gebe değil midir gece sabaha? Yürekten korkuyu sökmediniz mi? Topla cesareti, korkuluk bunlar: Yüreği yumruk yap, insin diz üstü. Dünyana egemen olmuş zebunlar; Yeter beklediğin, isyanlar küstü… |
yanaşma ipe sapa gelmezlere
olma yanaşma
...
diyerek
dünya ve ülke düzeninde
cahilin yaşadığı her yerde
yok ediciliğin(üfürükçüler-karabilimciler-kandökücüler-bölücüler) temsilcisi kimliğini taşıyan fertlere,
bu özellikleriyle, yaratıcılar arasına giremeyecekleri hissettirilmeli.
İnsanlığın değerini belirleyen yankı, o dinmez çağıltı dinlettirilmeli,
belki o zaman kişi özünü oluşturacak çekirdeği keşfedebilir
saygılar