lütfen biri anasayfaya tıklayıp yenileyebilir mi beni küfleniyor gözlerim duyuyorum ama açamıyorum..
artıklarımı dahi tanımıyorum düşüncelerim alzheimer hastası bilinmezliğin nöbetçisi kov beni arafından ben suçlu değilim ki! bağcıklarımı düğümlerken tek tek yıkık barakaların mezar taşlarındaki ağıta bakarak yürümekten hep ve hasta yatağındaki o kadının rüyasında gezinmekten.
oysa rüyalar renkli olur dimi o karanlıkta anlamalıydım mı diyorsun? .. fikrime bırakılan iletiler kandırdı desem .. olmaz mı ? .. bu ürperti çok tatsız dilim dahi acıyor suların artık akmadığı kuraklıkta çirkin bir keşiş uyandırıyor ansızın ağzımda yalnızlıktan bir lokma.
ah film afişinde yaşlanmış o gözlerin kokusu! uzak gölgeli çekilmiş buğday tanesi gibi zaman akıyor parmaklarımın arasından bir heceyle gövdeye bürünmüştü oysa yeniden dikilmişti kanım damarlarıma.
şairin de dediği gibi; yürüyüp geçsem içim duracak sanki dursam,kederimden öleceğim* eşiğinde elimde denge çubuğu yok ve gözlerim bağlı yürütüyor tanrı beni sıratında düşersem elimi tut .
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
gözlerimde küf kokusu şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
gözlerimde küf kokusu şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
zamAnın çöllerinden geliyorum/ alt dudağımda kuraklık/vaha öğrendim bütün çıkmazlarını denizlerini ve dalgalarını sonra hırçın şehirlerin..
içinden geçip/tünellerin lodosun savurduğu ipi kopuk uçurtmalarda kaybettim ANılarımı ki çivi izleri kalmış bir ağaç gövdesi gibiyim şimdi.. kırıp bir sonraki dalı fırlatıyorum yere/ yalnızlığım iki parça artık ve savaş kıyılarıma kadar yanaştı bütün gücüyle aklımda avuç içlerimden kayan bir AN ve başka/hiçbir şey…
hı hı
evet/ kör ebeyim bu oyunda sobe! diye bağıramam kendime
dur/dum.
ve sen, sıyırıp mavi göğü omuzlarından gümüş bulutların altında bırakıp beni kaçıp gittin. boşluğuna karanlığın.
ölürken hücrelerim ve kırılırken hayallerim söyleniyordum/ hiç öpmediğim parmak uçlarını çekerek ağız boşluklarıma bildiğim her şeyle susarak sana/susayarak bir sigara yakıp yüreğimdeki dumanı yarama bastırıyorum. savrulup gidiyor saçlarında külün ki
Kimbilir belki su yangınlarıydı ve biz yakmıştık yangında ilk kurtarılacaklar yazıyordu oysa üzerlerinde... Ay ışığını yitirmiştik oysa gecede ay ışığı vardı yakamozlarda ...
ah film afişinde yaşlanmış o gözlerin kokusu! uzak gölgeli çekilmiş buğday tanesi gibi zaman akıyor parmaklarımın arasından bir heceyle gövdeye bürünmüştü oysa yeniden dikilmişti kanım damarlarıma.
şairin de dediği gibi; yürüyüp geçsem içim duracak sanki dursam,kederimden öleceğim* eşiğinde elimde denge çubuğu yok ve gözlerim bağlı yürütüyor tanrı beni sıratında düşersem elimi tut .