ne çok kelime var gırtlağımda yutkunamadığım ve susamadığım sözlerinin arafta kalması nasıl bir cehennemdir yüreğine bilir misin?
bölük pörçük bir düşten uyanmak kadar mahmur duygu gözüm sinemde gül kokuşlu bir şebboy yarası ve sözüm ben kadar kuş hafifliğinde devlere kafa tutar cüce misali!
ben ki hikayesini masallardan alan bir kuşağın ince beliyim serçe türküleri var dilimde kuzgun ağıtlarına eş
tatlı dilim bilir elbet yeri gelince zehir zemberek dökülmesini de maksat incitmemek karıncayı bile...
bu bildiğim’iz yoksulluğun içindeki zenginlik öğretisidir…
bölük pörçük bir şiirden yarım kalkmak kadar dağınık şiir sözüm kalemimde çiy damlalı mavi mürekkep kokusu ve özüm ben kadar kurşun ağırlığında cücelere ışık tutar dev misali!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Tuz Kadar... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tuz Kadar... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
" ekmek tuz hakkı" derler eskiler; o kadar yücedir ekmek ve tuz.. "Yaraya tuz basmak" vardır; çivi çiviyi söker kâbilinden; öyle bir yansın ki yara, iyileşmeye başlasın diye hani...
Tuz; tat verendir; ama kaçırdın mı birazcık; tadını alamazsın hiçbir şeyin...
Tuz, dengenin temsilcisidir işte; kararında kalınca her şeyi güzelleştiren...
Çok çok beğendim şiirini Mavi'm.. Farklı imgelemelere de imza atmışsın her zamanki gibi... Tadım TUZum oldun akşam vakti..
Eksik olma hiç...
Çokça öpüyorum güzel yanaklarından...
savaşçı tarafından 3/22/2014 11:13:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
hikayelerin özünde derinlik şiirin içinde en renkliı kelimeler şairin kaleminde doğrulan ve okurunun gözlerinde uçuşan binlerce ince belli sözün dizilişinde kelime zenginliği güzel şiirdi kutlarım çok
Devlere kafa tutmaya cüret eden herkes Don Kişot'tur o romanın yazıldığı günlerden beri. Soysuz bir şövalye. Bire bir hesaplaşmaların varlıklarına ve sağlıklarına ne denli zararlı olduğunu idrak eden soylular soğukkanlılıkla yeniden yazdılar oyunun kurallarını. Artık yüz yüze değiliz, aynı dünyada bile değiliz onlarla. Yüzümüze bakmadan konuşuyor ve gerçekliğe taban tabana zıt yapay dünyalar inşa ediyorlar bizlere, ideoloji taşlarıyla ördükleri kalelerinde. Dürüst bir hesaplaşmanın özlemi içimizde.
"Şimdi ne söylesem Defterlere karalanmış isimler değmiyor dilime Yüzümdeki çizgilerde yıkım var. Ne çok söz biriktirdim sana, söyleyemedim Yeryüzünde gövdesinden kopmuş sevdalı yürek Beni bekliyor. Geliyorum Geliyorum Sadağımda aşk var."