SEN HAYATI NE SANDIN?..
’Çocuklarda bir telaş,
Her akşam kapılarda -Bize ne getirdin baba? Bu da bir acıdır..’ I Sonbahar gelir soyunur ağaçlar hüzün yüklenir trenler... yüzlerde yeni bir düşü yitirmenin yorgunluğu.. herkes bir yangından çalar sıcaklığını ve yitirir, ayrılığa tanık istasyonlarda... Aşkın neresinden dönsen zarardır sevgilinin kokusu sinmiştir o kente saçları dolanmıştır yaslı ömrüne Artık nereden baksan rastlayamazsın kendine! II Acının başladığı yerde açlık kol geziyordu sokaklarda umutlarına ’kaza süsü’ verilmiş yoksul a(damlarda) düşleri aşınmış, köhne hayatlar ısrarla yanlış kulvarlarda... Yıllar çöreklenmiş savunmasız ömrüme ranza arkadaşım kadar hep eksik uykularda... ah anam, beni mağlup etti zaman her şeye yeniden başlamak için neleri yitirmedim ki... Şair ölür, yetinir toprağıyla yanlışlardan çalarak bütün doğrularını... Saçları bahar, yüzü memleketim / sevgilim... yollar kavuşmayı çürüttü kendine yaslandı şiir yorgunluk - yoruldu kendini doyurdu açlık! su boğdu / ateş yaktı kendini dicle dondu / ısıttı kendini Palandöken... Sen hayatı ne sandın? uzak bir vuslat’tın paslı ayrılıklarda unutuldu adın... Sen hayatı ne sandın? her aşkın yagınında kül kaldın! III Sevmeye başladığın yerde: ibret verici bir ayrılık tetikte seni bekler... içinde ağrıyan anılar ağlaşır yollara karışırsın, boğazında hıçkırıklar umutların yokluğa karışır... ölümlerin uçsuz bucaksız kıyısında şakaklarında pervasız tabancalar- kalbinde haydutlar yarışır... üzülme! üzülme... kalbin buna da alışır... _______Birdal Erdoğmuş - |