SİYAH GÜL VEDA YAZARKEN SATIRLARINA
İçinden bir dürtü sürekli ona doğru itiyordu,sesini duymak onu anlamak hücrelerine kadar çözmek aslında zor işti Afrida zor bir kızdı
vahşileşmiş gibiydi dinlediği acı dolu hikayeler büyük annesinin kurumayı bilmeyen o nemli gözleri dedesi hiç gözlerinin önünden gitmiyordu hayat zordu aslında tam bir savaş veriyorlardı o kalabalık şehrin ortasında gece hayatı şarkılarıyla sabaha kadar süren eğlencelerde hep mükemmel olmalıydılar annesi şarkılarına geri dönmüştü,sesi yırtıcı bir hayvan gibi Afrika ’nın en sıcak bölgelerine uğrayıp nefesinden akıyordu çok zordu işi yeni besteler yeniliklerle çığır açması gerekiyordu bir de kızından ona yepyeni kostümler dikilirken o çok harika bir kadındı sadece annesine dikse bile yeterdi sadece kendi ruh dünyasına ait olan süper tasarımlar okulda sergilenen elbiseler ile o hep ön sıradaydı aşk denilen yorgun küskün yalpalayan harfler sadece insan denilen olguda belirirken ırk rengi millet yaşadığı coğrafyada ne önemi vardı tesadüfler olmazları çağırıyordu SİMSİYAH GÜL VEDA YAZARKEN Saçlarımın uçlarına değen rüzgar bilmediğim şarkılar bırakır bazen bir parça hüzün koyar giderken sabırla her bir teline sultan olmak kim ben kim? baş tacı edeceğin yüreğine korkuyorum bu masal böylece tertemiz kalsın dönmesin gerçeğine tılsımı gider ayrı yolların ayrı memleketlerin insanıyız biz siyah beyaz bak ayırmış bile renklerinde Her şeyimiz ayrı bak olmazların kirleri birikmişken tırnak diplerine şarkılar söylüyorlar geleceğin sözlerinde rengimiz ayrı bizim olmazların gerisinde bir masaldı işte geldi ve geçti sayfalarının birinde ben bambaşka savaşçı deli dolu ruhum sesimle zafer yazmalıyım ülkem insanlarına çizgilerim savaşın resmidir vahşi Afrika ormanların ellerini açıp dua etme şimdi sakın zorlama sen ayrı dünya insanı ben hiç bir dine inanmayan haykırdığım isyanlar günahtır ! dua et diye teselli verip durma şimdi beyaz kanunları yazan kitaplara işkence yasaları onların dini olsun satırlarında katılmayacağım çan sesleriyle uyaracaklar damlarında kiliseler yabancı bana soğuk heykeller üşütüyor her defasında sen sıcacık Afrika oldun hep hülyalarımda bin çeşit kılığa girerken derin rüyalarımda hep ayni renktin aslında ben kim şiir yazmak kim ama bak ne çok satırlarım oldu dimi ?şu anda olmazların sancıları kıvranırken solumda yüzlerini asan ailemdi karşımda seni unutmayacağım bak el sallıyorum şimdi asla gözlerine bakmadan sana ve o kalabalık dünyana son yazdığım satırlar veda yazıyordu aslında GÖZLERİNE BAKMADAN ŞU SON SATIRLAR BİR VEDA ASLINDA AFRİDA |