Gecemin bir adı olmalıydı Siyahı çalıp giden bir hırsız gibi Ufkumdan doğmalıydın Mızıka-i Humayun eşliğinde... Yetmiş pare top atılmalıydı karşılamak için geleni Fermanlar çıkarılmalı, Kurbanlar kesilmeliydi ayağının dibinde
Gecemin bir adı olmalıydı seninle Yıldızlar secde etmeliydi Bulutlar rahmete dönmeliydi Saba makamında okunmalıydı ezan minarede Tüm sesler susmalı Kainat şenlik yapmalıydı gelişine...
Geceme sen denilmeliydi Yaka-paça edilmeliydi sensizlik Tutup kirpiklerinin ucundan Kelepçeler vurulmalı Kilit üzerine kilit takılmalıydı O meş’um çekip gidişlere...
Geceme doğmalısın her an yine, yeniden Ebe annem muştulamalı seni Müjde, müjde! ! ! Beklenen yolcu geldi... Şarjörler boşaltılmalı gökyüzüne... Davullar zurnalarla duyurulmalı Dört bir yana, gelişinin sevinci...
Han-ı yağma yapılmalı senin için Ozanlar atışmalı iki dudak arası iğneyle Tuğ kalkmalı Ergenekondan 3 yiğitle Devlet üstüne devlet kurulmalı, Adı sen olmalı, o ilk erle.....................
Sesim düşmeli seni okumaktan Nefesim kesilmeli, Çığlık çığlığa susmalıyım, susamalıyım... Bir yudum sevgi gibi dokunmalısın dudaklarıma
Gönlümün iktasında döşenmiş mayınlar Tek tek infilak etmeli Susturucu takılmış silahlar patlamalı Yüreğimin kalabalık sessizliğinde Bir ses gelmeli derinlerden ötelere Gün bugündür kalkın dostlar...
İKTA: Osmanlı Devletinde, mülkiyeti devlete ait olup, yaptıkları hizmet karşılığında devlet memurlarına ve askerlere verilen arazidir.
HAN-I YAĞMA: Eskiden düğün, bayram gibi toplumsal etkinliklerde zengin kimseler büyük ziyafetler verirlerdi. Ziyafetin sonunda misafirler ziyafette kullanılan altın ve gümüş yemek takımlarını ve değerli sofra yaygılarını diş kirası olarak paylaşırlardı. Bu ziyafeti veren kimsenin toplum içindeki itibarı artardı.
Dede Korkut Masallarında da rastlanılan bu gelenek bugün yaygınlığını yitirmiştir.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
BİR KADIN KAYBOLDU/EYLÜL EYLÜLCE SEVMELİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR KADIN KAYBOLDU/EYLÜL EYLÜLCE SEVMELİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Gecemin bir adı olmalıydı Siyahı çalıp giden bir hırsız gibi Ufkumdan doğmalıydın Mızıka-i Humayun eşliğinde... Yetmiş pare top atılmalıydı karşılamak için geleni Fermanlar çıkarılmalı, Kurbanlar kesilmeliydi ayağının dibinde ........... çok hoş dizeler sizden öğreneceğim çok şey var.. yüreğinize sağlık
yürek güzel ve dolu kalem yanlışsız ve düz eğriyi burda aramak çok anlamsız dosdoğru cümleler yumağı oluşmuş eğriyi doğrultmaya . saygıyla selamlarım sizi ve dile gelen her sözü...
Şiirin vediği huşu tartışılmaz... Bir minarenin tam da tepesinden ezan sesleri dinlemek gibi, masanın etrafında, tüm sevdiklerinle birlikte oruç açmak için iftarı beklemek gibi, yalnız O'na dönüşümüzün farkına varabilmek gibi... Şiir tam da ikindi vakti sıkılmışken herşeyden, yeniden canlanıp hayat bulmak gibi...
sen olmalıydı bahar, eylül düşerken yere ben düşmeliydim dizlerine ellerin değmeliydi saçlarıma, satılmamalıydı uçan balonlar ki oları biz özgür bırakmalıydık selam ile göklere...
gece sen olmalıydı yıldızların eteğinde, gelincik dudakların değmeliydi dualarıma, ilk demişsem ilk ve son olmalıydı sürgün gittiğim bilinmezde....
sen olmalıydı, biz olmalıydı, Allahtan sonra bu kalp sana tapmalıydı... sen mabedimi yıkmamalıydın, sen kendini bende vurmamalıydın...
eylül düşürürken sarı yüzünü yeşil gözlerinden yeni baharlara sancılarda olmalıydı... bu gün bu şehirde, sokak sokak yeşil yapraklar altında ki bu şehirde güzün gelişi belli değildir, ağaçlar kışa soyunmaz buralarda... işte hala yalancı baharın koynunda uyuyan bu şehirde... bir kadın... sen olmalıydı..
yüreğine sağlık hüzün bakışlım, hüzün dökmüşsün yine.... gülerken dudağın yine ağlamışsın gecenin içinde.
Gönlümün iktasında döşenmiş mayınlar Tek tek infilak etmeli Susturucu takılmış silahlar patlamalı Yüreğimin kalabalık sessizliğinde Bir ses gelmeli derinlerden ötelere Gün bugündür kalkın dostlar...
Eylül Eylülce sevmeli
Yitik düşler sokağında bugün Bir kadın kayboldu
böylesine bir şiiri yazan şairi kutlamak boynumuzun borcudur şüphesiz..var olun...
Bu kadar debdebeli bir çağrının üstüne kaybolmak niye ki...o kadar fişek boşunamı atıldı boşunamı yapıldı han-ı yağma...bunlar soru işareti olarak kaldı aklımda...yüreğine sağlık...
Han-ı yağma yapılmalı senin için Ozanlar atışmalı iki dudak arası iğneyle = Leb değmezle Tuğ kalkmalı Ergenekondan 3 yiğitle Devlet üstüne devlet kurulmalı, Adı sen olmalı, o ilk erle.....................
Şiiriniz o kadar güzel ki okurken nice hülyalara ve nice zamanlara dalış yaptım...Bir çok unutulan kelime ve bilgileri hatırlamamızı sağladınız...sadece "iki dudak arası iğneyle" bölümüne orjinal ifadesi olan "Leb değmez'i "kullansaydınız daha otantık olurdu diye düşünüyorum...Selam ve hürmetlerimle
Han-ı yağma yapılmalı senin için Ozanlar atışmalı iki dudak arası iğneyle = Leb değmezle Tuğ kalkmalı Ergenekondan 3 yiğitle Devlet üstüne devlet kurulmalı, Adı sen olmalı, o ilk erle.....................
Şiiriniz o kadar güzel ki okurken nice hülyalara ve nice zamanlara dalış yaptım...Bir çok unutulan kelime ve bilgileri hatırlamamızı sağladınız...sadece "iki dudak arası iğneyle" bölümüne orjinal ifadesi olan "Leb değmez'i "kullansaydınız daha otantık olurdu diye düşünüyorum...Selam ve hürmetlerimle
Siyahı çalıp giden bir hırsız gibi
Ufkumdan doğmalıydın
Mızıka-i Humayun eşliğinde...
Yetmiş pare top atılmalıydı karşılamak için geleni
Fermanlar çıkarılmalı,
Kurbanlar kesilmeliydi ayağının dibinde
...........
çok hoş dizeler
sizden öğreneceğim çok şey var..
yüreğinize sağlık