9
Yorum
19
Beğeni
4,9
Puan
3358
Okunma

Kundaklı ellerim
bölgesine yanaşmadan iki adım geri atardı
ayrılık kuşlarının
kızgınlıktan ritmi değişen kalbimin kırık yanını ufalayıp serperdim gökyüzüne
sonra seslenirdim ardlarından
kuşlarr
kuşlarrrr
götürmeyin ötelere
Bu akşam göğün
mavisinden korkan hatıraları devir-daim yapıyor
makyajlardan makyaj beğeniyor yüzüm
papatyalar familyasından umut bekliyor
iki mısra damlatıyorum secereme
`Gamzelerim çölde serap gibi,
güldüğümü sananlar aldanıyor. `
takım elbiseli bir adam
oyunuma alkış tutuyor
elimde sağırlığımı saklayan mikrofon la
ezgiler sarıyorum
kimsesizliğimin iniltisiyle kıvranan yanıma
Çemberine kırmızı oyalar işlenmiş genç kızın yanısıra
saçlarına yılların küfü düşmüş
rengarenk kumaşlardan asimetrik kesimli bir entari
ile
fezanın gölgesine yorgun düşüyorum
sepetime doldurduğum çaresizliklerle
gülücükler dağıtıyorum dört bir yana
siyah mendilim
her ne kadar hayatın ağır yükünü sırtlandığımı düşürsede düşünebilenlerin beynine
ağlamaktan gözlerimin ferinin aktığı en ucuz kumaştı
kim bilir
Saçıma en kırmızısından gül takıp
yıkık bakışlarla türküler söylüyorum
avuçlarını avuçlarıma emânet edenlere
alabildiğine yalan katarak
çizelge hazırlıyorum kollarına varasıya
Kan bağı olmayan insanların gölgesinde
bir çingeneden fazlası değildi ruhum
gece gelişini haber verirdi göğün kızılını yutarak
kıravatından belli olurdu asilliği
ve ben
kıvranarak kabullenirdim yine
benliğimden
yitip gidişimi
ayrılık kuşlarının gagasında bide....
Zeynep Ece Eren
5.0
95% (20)
3.0
5% (1)